Prominently İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Prominently İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Prominently

İngilizce anlamı: prominently, something or someone that is noticeable or stands out due to their position or importance.

1. The statue was prominently displayed in the center of the square. (Heykeltıraş meydanın ortasında önemli bir yerde sergilendi.)
2. She was prominently featured in the article. (Makalede önemli bir yere sahip oldu.)
3. The company logo was prominently displayed on the front of the building. (Şirket logosu binanın ön yüzünde önemli bir yerde sergilenmişti.)
4. The politician was prominently featured in the news. (Politikacı haberde önemli bir yerdeydi.)
5. The restaurant was prominently located on the main street. (Restoran ana caddenin önemli bir yerindeydi.)
6. The title of the book was prominently displayed on the cover. (Kitabın başlığı kapakta önemli bir yerdeydi.)
7. The actor was prominently featured in the movie trailer. (Aktör film fragmanında önemli bir yerdeydi.)
8. The painting was prominently displayed in the museum’s main exhibit hall. (Tablo müzenin ana sergi salonunda önemli bir yerde sergileniyordu.)
9. The athlete was prominently featured in the sports magazine. (Sporcu spor dergisinde önemli bir yerdeydi.)
10. The trophy was prominently displayed on the mantle. (Kupa şöminede önemli bir yerde sergilendi.)
11. The CEO was prominently featured in the company’s annual report. (CEO şirketin yıllık raporunda önemli bir yerdeydi.)
12. The flag was prominently displayed at the front of the parade. (Bayrak geçit töreninin önemli bir yerinde sergilendi.)
13. The product was prominently displayed on the store’s front window. (Ürün mağazanın ön penceresinde önemli bir yerde sergilenmişti.)
14. The athlete was prominently featured in the Olympic opening ceremony. (Sporcu olimpiyat açılış töreninde önemli bir yerdeydi.)
15. The sign was prominently displayed at the entrance of the park. (Levha parkın girişinde önemli bir yerde sergilendi.)
16. The company’s slogan was prominently displayed on the billboard. (Şirketin sloganı billboardda önemli bir yerde sergilendi.)
17. The author was prominently featured on the book’s dust jacket. (Yazar kitabın toz kapağında önemli bir yerdeydi.)
18. The athlete’s achievements were prominently featured in the sports hall of fame. (Sporcunun başarıları spor şöhretler salonunda önemli bir yerdeydi.)
19. The brand was prominently displayed on the product packaging. (Marka ürün ambalajında önemli bir yerde sergilenmişti.)
20. The singer was prominently featured in the music video. (Şarkıcı müzik videosunda önemli bir yerdeydi.)

Prominently

İngilizce anlamı: prominently, something or someone that is noticeable or stands out due to their position or importance.

21. The logo was prominently displayed on the website’s homepage. (Logo web sitesinin ana sayfasında önemli bir yerde sergileniyordu.)
22. The celebrity was prominently featured on the magazine cover. (Ünlü dergi kapağında önemli bir yerdeydi.)
23. The trophy case was prominently displayed in the school’s main hallway. (Kupa vitrini okulun ana koridorunda önemli bir yerdeydi.)
24. The artist was prominently featured in the art gallery’s latest exhibit. (Sanatçı galerinin en son sergisinde önemli bir yerdeydi.)
25. The brand’s slogan was prominently displayed in the company’s TV commercial. (Markanın sloganı şirketin televizyon reklamında önemli bir yerdeydi.)
26. The logo was prominently displayed on the team’s uniforms. (Logo takımın formalarında önemli bir yerde sergileniyordu.)
27. The headline was prominently displayed on the newspaper’s front page. (Başlık gazetenin ön sayfasında önemli bir yerdeydi.)
28. The actor was prominently featured in the movie poster. (Aktör film afişinde önemli bir yerdeydi.)
29. The brand was prominently displayed at the trade show. (Marka fuarın önemli bir yerinde sergilendi.)
30. The company’s mission statement was prominently displayed on their website. (Şirketin misyon açıklaması web sitelerinde önemli bir yerdeydi.)

---

Türkçe anlamı: belirgin bir şekilde, bir şey ya da birisi önemli bir konumları ya da önemleri nedeniyle fark edilir veya öne çıkar.

1. Heykeltıraş meydanın ortasında önemli bir yerde sergilendi.
2. O, makalede önemli bir yere sahip oldu.
3. Şirket logosu binanın ön yüzünde önemli bir yerde sergilenmişti.
4. Politikacı haberde önemli bir yerdeydi.
5. Restoran ana caddenin önemli bir yerindeydi.
6. Kitabın başlığı kapakta önemli bir yerdeydi.
7. Aktör film fragmanında önemli bir yerdeydi.
8. Tablo müzenin ana sergi salonunda önemli bir yerde sergileniyordu.
9. Sporcu spor dergisinde önemli bir yerdeydi.
10. Kupa şöminede önemli bir yerde sergilendi