Procure İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Procure İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Procure Nedir?

Procure kelimesi, “satın almak”, “tedarik etmek” veya “elde etmek” anlamlarına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. I need to procure some new equipment for the office. (Ofis için yeni ekipman temin etmem gerekiyor.)
  2. The company had to procure a large amount of raw materials for the project. (Şirket, projede kullanılmak üzere büyük miktarda hammadde temin etmek zorunda kaldı.)
  3. She was able to procure tickets to the concert. (Konser için bilet temin edebildi.)
  4. The government is trying to procure more vaccines for the population. (Hükümet, nüfusa daha fazla aşı temin etmeye çalışıyor.)
  5. The company has a dedicated team to procure goods from overseas suppliers. (Şirketin, yurtdışı tedarikçilerden mal temin etmek için özel bir ekibi var.)
  6. He was able to procure funding for his startup. (Girişimi için finansman sağlayabildi.)
  7. The museum had to procure rare artifacts for its new exhibit. (Müze, yeni sergisi için nadir eserler temin etmek zorunda kaldı.)
  8. The restaurant procures its ingredients from local farms. (Restoran, malzemelerini yerel çiftliklerden temin eder.)
  9. The government had to procure emergency supplies after the natural disaster. (Hükümet, doğal afet sonrasında acil malzemeler temin etmek zorunda kaldı.)
  10. The company had to procure a new supplier after the previous one went bankrupt. (Şirket, önceki tedarikçisi iflas ettikten sonra yeni bir tedarikçi bulmak zorunda kaldı.)
  11. She was able to procure a rare book from an antique store. (Antikacıdan nadir bir kitap temin edebildi.)
  12. The university had to procure new equipment for its science lab. (Üniversite, bilim laboratuvarı için yeni ekipman temin etmek zorunda kaldı.)
  13. The city had to procure more snowplows after a heavy snowfall. (Kent, yoğun kar yağışı sonrası daha fazla kar temizleme aracı temin etmek zorunda kaldı.)
  14. The company has a procurement department that handles all purchasing. (Şirketin, tüm satın alma işlemlerini yöneten bir tedarik departmanı var.)
  15. The government had to procure medical supplies for the hospital. (Hükümet, hastane için tıbbi malzeme temin etmek zorunda kaldı.)
  16. The construction company had to procure a large amount of cement for the project. (İnşaat şirketi, projede kullanılmak üzere büyük miktarda çimento temin etmek zorunda kaldı.)
  17. She was able to procure a loan from the bank for her business. (İşletmesi için bankadan kredi temin edebildi.)
  18. The company had to procure a new software program for its employees. (Şirket, çalışan

ları için yeni bir yazılım programı temin etmek zorunda kaldı.)
19. The government had to procure equipment for the military. (Hükümet, askeri için ekipman temin etmek zorunda kaldı.)

  1. The museum procured a valuable painting for its collection. (Müze, koleksiyonu için değerli bir tablo temin etti.)

(Türkçe cümlelerin İngilizce karşılıkları kalın ve mavi renkte yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.