Prize İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Prize İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Prize (Ödül)

Prize, bir yarışma, çekiliş veya performans sonrasında verilen ödül veya kazanılan bir şeydir.

  1. He won first prize in the art competition. (O sanat yarışmasında birincilik ödülünü kazandı.)
  2. The Nobel Prize is awarded annually to outstanding individuals in various fields. (Nobel Ödülü, her yıl farklı alanlarda üstün başarı gösteren kişilere verilir.)
  3. The grand prize is a trip for two to Paris. (Büyük ödül, iki kişilik bir Paris seyahatidir.)
  4. She was thrilled to receive the prize for best actress. (En iyi aktris ödülünü almak için heyecanlandı.)
  5. He donated his prize money to charity. (Ödül parasını hayır kurumuna bağışladı.)
  6. The winner of the competition will receive a cash prize. (Yarışmanın kazananı nakit ödül alacak.)
  7. The prize for guessing the correct answer was a free ticket to the amusement park. (Doğru cevabı tahmin etmek için verilen ödül, eğlence parkına ücretsiz bilet idi.)
  8. The team was awarded the prize for innovation. (Takım, yenilik ödülüne layık görüldü.)
  9. She was disappointed when she didn’t win the prize for best costume. (En iyi kostüm ödülünü kazanamayınca hayal kırıklığına uğradı.)
  10. The winner of the raffle will receive a prize worth $500. (Çekilişi kazanan kişi 500 dolar değerinde bir ödül alacak.)
  11. He received a prize for his outstanding contributions to science. (Bilime yaptığı olağanüstü katkılar nedeniyle bir ödül aldı.)
  12. The top prize is a brand new car. (Birincilik ödülü, yepyeni bir araba.)
  13. She was thrilled to be awarded the first prize in the photography competition. (Fotoğraf yarışmasında birincilik ödülüne layık görüldüğü için çok heyecanlandı.)
  14. The prize for winning the game was a trophy and a medal. (Oyunu kazanmak için verilen ödül, bir kupa ve madalyaydı.)
  15. He was determined to win the grand prize no matter what. (Her ne olursa olsun büyük ödülü kazanmaya kararlıydı.)
  16. The prize for best short story went to a young writer. (En iyi kısa öykü ödülü, genç bir yazarın oldu.)
  17. The prize for the most creative idea was given to a group of students. (En yaratıcı fikir ödülü, bir grup öğrenciye verildi.)
  18. The prize for the marathon winner was a gold medal. (Maratonun kazananına verilen ödül, altın madalyaydı.)
  19. She won the prize for the best presentation. (En iyi sunum ödülünü kazandı.)
  20. The grand prize winner was announced at the end of the ceremony. (B
  1. The company offered a prize for the best employee of the year. (Şirket, yılın en iyi çalışanı için bir ödül sundu.)
  2. The prize money for the competition was donated to a local charity. (Yarışmanın ödül parası yerel bir hayır kurumuna bağışlandı.)
  3. She was delighted to receive the prize for her hard work. (Sıkı çalışması için ödül almak onu mutlu etti.)
  4. The winner of the contest received a prize package worth over $1,000. (Yarışmayı kazanan kişi 1.000 doların üzerinde değerinde bir ödül paketi aldı.)
  5. The prize ceremony was attended by many famous people. (Ödül törenine birçok ünlü kişi katıldı.)
  6. He was determined to win the prize, so he practiced every day. (Ödülü kazanmaya kararlıydı, bu yüzden her gün çalıştı.)
  7. The prize for best film went to an independent filmmaker. (En iyi film ödülü, bağımsız bir film yapımcısına verildi.)
  8. She was awarded a prize for her contributions to the local community. (Yerel topluma yaptığı katkılar nedeniyle bir ödül aldı.)
  9. The grand prize winner was announced live on national television. (Büyük ödül kazananı ulusal televizyonda canlı olarak duyuruldu.)
  10. The prize for best costume design went to a talented fashion designer. (En iyi kostüm tasarımı ödülü, yetenekli bir moda tasarımcısına verildi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.