Prisoner İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Prisoner Nedir?
Prisoner, Türkçe karşılığı tutuklu olan, hükümlü olan kişidir. Bu kişi suç işlediği gerekçesiyle cezaevinde bulunur.
Örnek cümleler:
- The prisoner was escorted to his cell. (Tutuklu hücresine eskort edildi.)
- I was arrested last night, and now I’m a prisoner. (Dün gece tutuklandım ve şimdi bir hükümlüyüm.)
- Prisoners have rights and should be treated humanely. (Hükümlülerin hakları vardır ve insanca muamele görmelidirler.)
- The judge sentenced the prisoner to ten years in prison. (Yargıç, hükümlüyü on yıl hapis cezasına çarptırdı.)
- The prisoners were allowed to exercise for an hour each day. (Hükümlülere her gün bir saat egzersiz yapma izni verildi.)
- He spent five years as a political prisoner in a foreign country. (O, yabancı bir ülkede beş yıl siyasi tutuklu olarak geçirdi.)
- The prisoner was released on parole after serving half of his sentence. (Hükümlü, cezasının yarısını tamamladıktan sonra şartlı tahliye edildi.)
- The prisoners were complaining about the food they were served. (Hükümlüler, servis edilen yemeklerden şikayet ediyorlardı.)
- The prisoner was granted a pardon by the governor. (Hükümlü, vali tarafından af edildi.)
- The prisoner was found guilty of the crime and sentenced to life in prison. (Hükümlü, suçlu bulundu ve ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.)
- The prisoners were released from their cells for an hour of outdoor recreation. (Hükümlüler, bir saatlik açık hava rekreasyonu için hücrelerinden çıkarıldılar.)
- The prisoner’s family came to visit him in jail. (Hükümlünün ailesi, cezaevinde ziyaretine geldi.)
- The prisoner was transferred to a maximum-security prison. (Hükümlü, en yüksek güvenlikli
bir hapishaneye nakledildi.)
14. The prisoners were given a chance to participate in a rehabilitation program. (Hükümlülere, bir rehabilite programına katılma şansı verildi.)
- The prisoner refused to speak to the police without a lawyer present. (Hükümlü, avukatı olmadan polisle konuşmayı reddetti.)
- The prisoners were locked in their cells for 23 hours a day. (Hükümlüler, günde 23 saat hücrelerinde kilitli kaldılar.)
- The prisoner was released after serving his full sentence. (Hükümlü, cezasını tamamladıktan sonra serbest bırakıldı.)
- The prisoners were given access to educational materials to help them learn new skills. (Hükümlülere, yeni beceriler öğrenmelerine yardımcı olacak eğitim materyallerine erişim sağlandı.)
- The prisoner’s health deteriorated due to poor living conditions in the prison. (Hükümlünün sağlığı, hapishanedeki kötü yaşam koşulları nedeniyle kötüleşti.)
- The prisoner was released on bail pending trial. (Hükümlü, duruşma öncesinde kefaletle serbest bırakıldı.)
Hemen Yorum Yaz