Priors İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Priors İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Prior Nedir?

Prior, önceden belirlenmiş bir inanç veya olasılık dağılımıdır. Bir olayın olasılığı hakkında önceden bir tahminde bulunmak için kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. Based on my prior experience, I don’t think we should trust him. (Önceki deneyimime dayanarak, ona güvenmememiz gerektiğini düşünüyorum.)
  2. The jury was instructed to ignore their prior knowledge of the defendant’s past crimes. (Jüri, sanığın geçmiş suçları hakkındaki önceden bilgilerini görmezden gelmeleri konusunda talimat aldı.)
  3. Before making a decision, we need to take into account our prior assumptions. (Bir karar vermeden önce, önceden yaptığımız varsayımları hesaba katmamız gerekiyor.)
  4. The researcher’s prior hypothesis was proven to be incorrect. (Araştırmacının önceden kurduğu hipotez yanlış olduğu kanıtlandı.)
  5. I had a prior engagement, so I won’t be able to attend the meeting. (Önceden bir planım var, bu yüzden toplantıya katılamayacağım.)
  6. The teacher took into consideration the students’ prior knowledge of the subject. (Öğretmen, öğrencilerin konu hakkındaki önceden bilgisini dikkate aldı.)
  7. The company’s prior success made it an attractive investment opportunity. (Şirketin önceki başarısı, çekici bir yatırım fırsatı haline getirdi.)
  8. I don’t have any prior experience in this field, but I’m willing to learn. (Bu alanda önceden deneyimim yok, ama öğrenmeye istekliyim.)
  9. The politician’s prior statements contradicted his current position. (Politikacının önceden yaptığı açıklamalar, şimdiki pozisyonuyla çelişiyordu.)
  10. The researchers used prior knowledge to guide their investigation. (Araştırmacılar, incelemelerine yol göstermek için önceden sahip oldukları bilgiyi kullandılar.)
  11. Her prior experience with relationships had left her jaded. (Önceki ilişki deneyimleri onu bezdirmişti.)
  12. The company’s prior bankruptcy made investors hesitant to put their money in. (Şirketin önceki iflası, yatırımcıları para koymak konusunda çekingen kıldı.)
  13. We need to examine the prior research on this topic
  1. His prior criminal record was taken into account during his trial. (Mahkemesinde, önceden yaptığı suçlar kayda alındı.)
  2. Before making any assumptions, we need to look at the prior evidence. (Herhangi bir varsayımda bulunmadan önce, önceden var olan kanıtlara bakmamız gerekiyor.)
  3. The team’s prior success gave them a confidence boost before the game. (Takımın önceki başarısı, maç öncesinde onlara bir güven artışı sağladı.)
  4. The book relies heavily on the author’s prior research on the topic. (Kitap, konuyla ilgili yazarın önceden yaptığı araştırmalara ağırlık veriyor.)
  5. Her prior knowledge of the language made it easier for her to learn. (Dil hakkındaki önceden bilgisi, öğrenmesini kolaylaştırdı.)
  6. The company’s prior reputation for quality attracted many customers. (Şirketin kalite konusundaki önceki ünü, birçok müşteriyi cezbetti.)
  7. The prior agreement between the two parties was no longer valid. (İki taraf arasındaki önceden yapılan anlaşma artık geçerli değildi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.