Priors İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Prior Nedir?
Prior, önceden belirlenmiş bir inanç veya olasılık dağılımıdır. Bir olayın olasılığı hakkında önceden bir tahminde bulunmak için kullanılır.
Örnek cümleler:
- Based on my prior experience, I don’t think we should trust him. (Önceki deneyimime dayanarak, ona güvenmememiz gerektiğini düşünüyorum.)
- The jury was instructed to ignore their prior knowledge of the defendant’s past crimes. (Jüri, sanığın geçmiş suçları hakkındaki önceden bilgilerini görmezden gelmeleri konusunda talimat aldı.)
- Before making a decision, we need to take into account our prior assumptions. (Bir karar vermeden önce, önceden yaptığımız varsayımları hesaba katmamız gerekiyor.)
- The researcher’s prior hypothesis was proven to be incorrect. (Araştırmacının önceden kurduğu hipotez yanlış olduğu kanıtlandı.)
- I had a prior engagement, so I won’t be able to attend the meeting. (Önceden bir planım var, bu yüzden toplantıya katılamayacağım.)
- The teacher took into consideration the students’ prior knowledge of the subject. (Öğretmen, öğrencilerin konu hakkındaki önceden bilgisini dikkate aldı.)
- The company’s prior success made it an attractive investment opportunity. (Şirketin önceki başarısı, çekici bir yatırım fırsatı haline getirdi.)
- I don’t have any prior experience in this field, but I’m willing to learn. (Bu alanda önceden deneyimim yok, ama öğrenmeye istekliyim.)
- The politician’s prior statements contradicted his current position. (Politikacının önceden yaptığı açıklamalar, şimdiki pozisyonuyla çelişiyordu.)
- The researchers used prior knowledge to guide their investigation. (Araştırmacılar, incelemelerine yol göstermek için önceden sahip oldukları bilgiyi kullandılar.)
- Her prior experience with relationships had left her jaded. (Önceki ilişki deneyimleri onu bezdirmişti.)
- The company’s prior bankruptcy made investors hesitant to put their money in. (Şirketin önceki iflası, yatırımcıları para koymak konusunda çekingen kıldı.)
- We need to examine the prior research on this topic
- His prior criminal record was taken into account during his trial. (Mahkemesinde, önceden yaptığı suçlar kayda alındı.)
- Before making any assumptions, we need to look at the prior evidence. (Herhangi bir varsayımda bulunmadan önce, önceden var olan kanıtlara bakmamız gerekiyor.)
- The team’s prior success gave them a confidence boost before the game. (Takımın önceki başarısı, maç öncesinde onlara bir güven artışı sağladı.)
- The book relies heavily on the author’s prior research on the topic. (Kitap, konuyla ilgili yazarın önceden yaptığı araştırmalara ağırlık veriyor.)
- Her prior knowledge of the language made it easier for her to learn. (Dil hakkındaki önceden bilgisi, öğrenmesini kolaylaştırdı.)
- The company’s prior reputation for quality attracted many customers. (Şirketin kalite konusundaki önceki ünü, birçok müşteriyi cezbetti.)
- The prior agreement between the two parties was no longer valid. (İki taraf arasındaki önceden yapılan anlaşma artık geçerli değildi.)
Hemen Yorum Yaz