Princely İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Princely İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Princely (Sıfat) – (Prensimsi)

Princely kelimesi, bir prensin konumunu, lüksünü, zarafetini veya zenginliğini ifade etmek için kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. The bride wore a princely gown on her wedding day. (Gelin, düğün gününde prensimsi bir elbise giydi.)
  2. The king lived in a princely palace with all the luxuries. (Kral, bütün lükslerin bulunduğu prensimsi bir sarayda yaşıyordu.)
  3. The ambassador was welcomed with princely hospitality. (Elçi, prensimsi bir misafirperverlikle karşılandı.)
  4. The ballroom was decorated with princely ornaments. (Baloda prensimsi süslemeler kullanıldı.)
  5. The millionaire’s lifestyle was truly princely. (Milyonerin yaşam tarzı gerçekten prensimsi idi.)
  6. The concert pianist gave a princely performance to the delighted audience. (Konser piyanisti, seyirciyi memnun edecek bir prensimsi performans sergiledi.)
  7. The boutique hotel offered princely amenities and services. (Butik otel, prensimsi olanaklar ve hizmetler sundu.)
  8. The Arabian Nights tales often depict a princely lifestyle. (Binbir Gece Masalları sık sık prensimsi bir yaşam tarzını anlatır.)
  9. The prince’s princely demeanor impressed the visiting dignitaries. (Prensin prensimsi tavırları ziyaret eden önemli kişileri etkiledi.)
  10. The philanthropist donated a princely sum to the charity. (Hayırsever, hayır kurumuna prensimsi bir miktar bağışta bulundu.)
  11. The luxurious yacht had a princely cabin for the owner. (Lüks yatta, sahip için prensimsi bir kabin vardı.)
  12. The chef prepared a princely feast for the guests. (Şef, misafirler için prensimsi bir ziyafet hazırladı.)
  13. The fashion designer’s collection had a princely theme. (Moda tasarımcısının koleksiyonu prensimsi bir tema taşıyordu.)
  14. The wealthy merchant’s mansion had a princely garden. (Zengin tüccarın malikanesinde prensimsi bir bahçe vardı.)
  15. The boutique offered a princely shopping experience to its customers. (Butik, müşterilerine prensimsi bir alışveriş deneyimi sundu.)
  16. The historic castle had a princely aura. (Tarihi kalede prensimsi bir hava vardı.)
  17. The pop star’s concert had a princely production value. (Pop yıldızının konseri prensimsi bir yapım değeri taşıyordu.)
  18. The exclusive resort offered a princely vacation experience. (Özel tatil köyü, prensimsi bir tatil deneyimi sundu.)
  19. The prince’s wardrobe was filled with princely garments. (Prensin gardırobunda prensimsi giysiler vard
  1. The famous painter’s artwork had a princely beauty. (Ünlü ressamın eseri prensimsi bir güzellik taşıyordu.)

Turkish translations:

  1. Gelin, düğün gününde prensimsi bir elbise giydi.
  2. Kral, bütün lükslerin bulunduğu prensimsi bir sarayda yaşıyordu.
  3. Elçi, prensimsi bir misafirperverlikle karşılandı.
  4. Baloda prensimsi süslemeler kullanıldı.
  5. Milyonerin yaşam tarzı gerçekten prensimsi idi.
  6. Konser piyanisti, seyirciyi memnun edecek bir prensimsi performans sergiledi.
  7. Butik otel, prensimsi olanaklar ve hizmetler sundu.
  8. Binbir Gece Masalları sık sık prensimsi bir yaşam tarzını anlatır.
  9. Prensin prensimsi tavırları ziyaret eden önemli kişileri etkiledi.
  10. Hayırsever, hayır kurumuna prensimsi bir miktar bağışta bulundu.
  11. Lüks yatta, sahip için prensimsi bir kabin vardı.
  12. Şef, misafirler için prensimsi bir ziyafet hazırladı.
  13. Moda tasarımcısının koleksiyonu prensimsi bir tema taşıyordu.
  14. Zengin tüccarın malikanesinde prensimsi bir bahçe vardı.
  15. Butik, müşterilerine prensimsi bir alışveriş deneyimi sundu.
  16. Tarihi kalede prensimsi bir hava vardı.
  17. Pop yıldızının konseri prensimsi bir yapım değeri taşıyordu.
  18. Özel tatil köyü, prensimsi bir tatil deneyimi sundu.
  19. Prensin gardırobunda prensimsi giysiler vardı.
  20. Ünlü ressamın eseri prensimsi bir güzellik taşıyordu.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.