Primal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Primal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Primal

Primal kelimesinin Türkçe anlamı “ilk, esas, temel” gibi anlamlara gelir.

İşte 20 örnek cümle:

  1. My primal instinct is to protect my family at all costs. (İlk güdümüm ailemi her türlü tehlikeden korumaktır.)
  2. He believes in the primal power of nature. (O, doğanın ilk gücüne inanır.)
  3. Primal fear can be a strong motivator for action. (İlk korku, harekete geçmek için güçlü bir motivasyon olabilir.)
  4. The primal need for food and shelter drove him to desperation. (Yiyecek ve barınma ihtiyacı onu çaresizliğe sürükledi.)
  5. Her primal urge told her to run away from danger. (Onun içgüdüsel dürtüleri tehlikeden kaçması gerektiğini söylüyordu.)
  6. The primal emotions of love and fear are deeply ingrained in human nature. (Aşk ve korku gibi ilk duygular insan doğasına derinlemesine işlenmiştir.)
  7. The primal sound of drums filled the air. (Davulun ilk sesi havayı doldurdu.)
  8. The primal beauty of the wilderness left him awestruck. (Vahşinin ilk güzelliği onu hayran bıraktı.)
  9. Primal urges can sometimes lead to reckless behavior. (İlk dürtüler bazen dikkatsiz davranışlara yol açabilir.)
  10. The primal bond between mother and child is unbreakable. (Anne ve çocuk arasındaki ilk bağ koparılamaz.)
  11. He tapped into his primal strength to lift the heavy weight. (Ağırlığı kaldırmak için içgüdüsel gücüne başvurdu.)
  12. The primal ritual had been passed down for generations. (İlk tören nesiller boyunca aktarılmıştı.)
  13. Primal instincts can sometimes override logic and reason. (İlk içgüdüler bazen mantık ve akla üstün gelir.)
  14. The primal energy of the ocean was breathtaking. (Denizin ilk enerjisi nefes kesiciydi.)
  15. He experienced a primal fear when he realized he was lost in the woods. (Ormanda kaybolduğunu fark ettiğinde içinde ilk bir korku hissetti.)
  16. The primal need for companionship drove him to seek out others. (Arkadaşlık ihtiyacı onu diğerlerini aramaya yönlendirdi.)
  17. She let out a primal scream of frustration. (Hayal kırıklığına uğramış bir şekilde içgüdüsel bir şekilde çığlık attı.)
  18. The primal fear of death is a universal human experience. (Ölüm korkusu ilk insan tecrübesidir.)
  19. He felt a primal connection to the ancient ruins. (Eski kalıntılara içgüdüsel

bağlantı hissetti.)
20. The primal instinct to survive kicked in when he found himself in a life-threatening situation. (Hayatını tehlikeye atan bir durumda kendini korumak için içgüdüsel olarak harekete geçti.)

Overall, the primal nature of humans and the world around us is a powerful force that shapes our lives and actions in countless ways.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.