Primal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Primal
Primal kelimesinin Türkçe anlamı “ilk, esas, temel” gibi anlamlara gelir.
İşte 20 örnek cümle:
- My primal instinct is to protect my family at all costs. (İlk güdümüm ailemi her türlü tehlikeden korumaktır.)
- He believes in the primal power of nature. (O, doğanın ilk gücüne inanır.)
- Primal fear can be a strong motivator for action. (İlk korku, harekete geçmek için güçlü bir motivasyon olabilir.)
- The primal need for food and shelter drove him to desperation. (Yiyecek ve barınma ihtiyacı onu çaresizliğe sürükledi.)
- Her primal urge told her to run away from danger. (Onun içgüdüsel dürtüleri tehlikeden kaçması gerektiğini söylüyordu.)
- The primal emotions of love and fear are deeply ingrained in human nature. (Aşk ve korku gibi ilk duygular insan doğasına derinlemesine işlenmiştir.)
- The primal sound of drums filled the air. (Davulun ilk sesi havayı doldurdu.)
- The primal beauty of the wilderness left him awestruck. (Vahşinin ilk güzelliği onu hayran bıraktı.)
- Primal urges can sometimes lead to reckless behavior. (İlk dürtüler bazen dikkatsiz davranışlara yol açabilir.)
- The primal bond between mother and child is unbreakable. (Anne ve çocuk arasındaki ilk bağ koparılamaz.)
- He tapped into his primal strength to lift the heavy weight. (Ağırlığı kaldırmak için içgüdüsel gücüne başvurdu.)
- The primal ritual had been passed down for generations. (İlk tören nesiller boyunca aktarılmıştı.)
- Primal instincts can sometimes override logic and reason. (İlk içgüdüler bazen mantık ve akla üstün gelir.)
- The primal energy of the ocean was breathtaking. (Denizin ilk enerjisi nefes kesiciydi.)
- He experienced a primal fear when he realized he was lost in the woods. (Ormanda kaybolduğunu fark ettiğinde içinde ilk bir korku hissetti.)
- The primal need for companionship drove him to seek out others. (Arkadaşlık ihtiyacı onu diğerlerini aramaya yönlendirdi.)
- She let out a primal scream of frustration. (Hayal kırıklığına uğramış bir şekilde içgüdüsel bir şekilde çığlık attı.)
- The primal fear of death is a universal human experience. (Ölüm korkusu ilk insan tecrübesidir.)
- He felt a primal connection to the ancient ruins. (Eski kalıntılara içgüdüsel
bağlantı hissetti.)
20. The primal instinct to survive kicked in when he found himself in a life-threatening situation. (Hayatını tehlikeye atan bir durumda kendini korumak için içgüdüsel olarak harekete geçti.)
Overall, the primal nature of humans and the world around us is a powerful force that shapes our lives and actions in countless ways.
Hemen Yorum Yaz