Preternatural İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Preternatural İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Preternatural Nedir?

Preternatural kelimesi, doğal yasaların ötesinde veya normalden daha fazla bir yetenek veya olayı ifade eder. Genellikle doğaüstü veya paranormal olaylarla ilişkilendirilir.

  1. The magician displayed preternatural powers during his performance. (Sihirbaz gösterisi sırasında doğaüstü yetenekler sergiledi.)
  2. She had a preternatural ability to read people’s emotions. (İnsanların duygularını okuma konusunda doğaüstü bir yeteneği vardı.)
  3. The animal’s preternatural strength amazed everyone. (Hayvanın doğaüstü gücü herkesi şaşırttı.)
  4. Some people claim to have preternatural experiences during meditation. (Bazı insanlar meditasyon sırasında doğaüstü deneyimlere sahip olduklarını iddia ederler.)
  5. The preternatural aura around the haunted house gave me goosebumps. (Perili evin etrafındaki doğaüstü aura beni ürperdirdi.)
  6. He possessed preternatural knowledge about ancient civilizations. (O, antik medeniyetler hakkında doğaüstü bir bilgiye sahipti.)
  7. The preternatural calmness of the hostage negotiator helped to resolve the situation peacefully. (Rehine müzakerecisinin doğaüstü sakinliği, durumu barışçıl bir şekilde çözmeye yardımcı oldu.)
  8. The preternatural beauty of the sunset took my breath away. (Günbatımının doğaüstü güzelliği nefesimi kesti.)
  9. She had a preternatural ability to predict the future. (Geleceği öngörme konusunda doğaüstü bir yeteneği vardı.)
  10. The preternatural silence of the forest made me feel uneasy. (Ormanın doğaüstü sessizliği beni rahatsız etti.)
  11. The preternatural speed of the cheetah was incredible. (Çita’nın doğaüstü hızı inanılmazdı.)
  12. The preternatural agility of the acrobat amazed the audience. (Havada cambazın doğaüstü çevikliği izleyicileri şaşırttı.)
  13. The preternatural strength of the storm caused massive destruction. (Fırtınanın doğaüstü gücü büyük bir tahribata neden oldu.)
  14. The preternatural glow of the firefly lit up the dark night. (Böceklerin doğaüstü parlaklığı karanlık geceyi aydınlattı.)
  15. The preternatural vision of the eagle allowed it to spot its prey from a great distance. (Kartalın doğaüstü görüşü, avını büyük bir mesafeden tespit etmesine olanak tanıdı.)
  16. The preternatural dexterity of the pianist was awe-inspiring. (Piyanistin doğaüstü becerisi hayranlık uyandırdı.)
  17. The preternatural sound of the owl at night gave me chills. (Baykuş

nin geceleri çıkardığı doğaüstü ses beni ürperdirdi.)
18. The preternatural charisma of the politician helped him to win the election. (Politikacının doğaüstü karizması, seçimi kazanmasına yardımcı oldu.)

  1. The preternatural endurance of the marathon runner was impressive. (Maraton koşucusunun doğaüstü dayanıklılığı etkileyiciydi.)
  2. The preternatural abilities of the superhero were the result of his exposure to radiation. (Süper kahramanın doğaüstü yetenekleri, radyasyona maruz kalmasının sonucuydu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.