Prestigious İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Prestigious İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Prestigious

Anlamı: “Prestijli, saygın, itibarlı” anlamlarına gelir.

Örnek cümleler:

  1. Winning a Nobel Prize is considered one of the most prestigious awards in the world. (Bir Nobel Ödülü kazanmak dünyanın en prestijli ödüllerinden biri olarak kabul edilir.)
  2. She graduated from a prestigious university with top honors. (O, üstün başarıyla prestijli bir üniversiteden mezun oldu.)
  3. The hotel is located in a prestigious neighborhood with many luxurious amenities. (Otel, birçok lüks olanak sunan prestijli bir semtte bulunmaktadır.)
  4. The company’s CEO attended a prestigious conference in Paris last week. (Şirketin CEO’su geçen hafta Paris’te düzenlenen prestijli bir konferansa katıldı.)
  5. The museum has a collection of prestigious art pieces from famous artists. (Müze, ünlü sanatçılardan gelen prestijli sanat eserleri koleksiyonuna sahiptir.)
  6. He received a prestigious award for his outstanding contribution to the field of medicine. (O, tıp alanındaki olağanüstü katkılarından dolayı prestijli bir ödül aldı.)
  7. The prestigious law firm is known for taking on high-profile cases. (Prestijli hukuk firması, üst düzey davalara bakan olarak bilinir.)
  8. The fashion designer showcased her latest collection at a prestigious fashion show in New York. (Moda tasarımcısı, son koleksiyonunu New York’taki prestijli bir moda şovunda sergiledi.)
  9. The prestigious sports club only admits members who have achieved national or international recognition. (Prestijli spor kulübü, sadece ulusal veya uluslararası tanınırlık kazanmış üyeleri kabul eder.)
  10. She was honored to be invited to speak at such a prestigious event. (O, böylesine prestijli bir etkinlikte konuşmak için davet edildiği için onurlandı.)
  11. The company’s prestigious reputation was tarnished after the scandal. (Şirketin prestijli itibarı skandal sonrası lekeli hale geldi.)
  12. The prestigious university is known for its rigorous academic programs. (Prestijli üniversite, sıkı akademik programları ile tanınır.)
  13. The prestigious hotel offers top-notch services to its guests. (Prestijli otel, misafirlerine birinci sınıf hizmetler sunar.)
  14. The prestigious journal published his research paper. (Prestijli dergi, araştırma makalesini yayımladı.)
  15. The prestigious restaurant has a waiting list for reservations. (Prestijli restoranın rezervasyon için bekleyen bir listesi var.)
  16. She won a prestigious scholarship to study abroad. (O, yurtdışında okumak için prestijli bir burs kazandı.)
  17. The prestigious theater company performed Shakespeare’s Hamlet. (Prestijli tiyatro şirketi, Shakespeare’in Hamlet’i sahneledi.)
  18. The prestigious music

school has produced many famous musicians over the years. (Prestijli müzik okulu yıllar içinde birçok ünlü müzisyen yetiştirdi.)
19. The prestigious literary award is only given to the most exceptional writers. (Prestijli edebiyat ödülü sadece en olağanüstü yazarlara verilir.)

  1. The prestigious science journal is highly respected in the scientific community. (Prestijli bilim dergisi, bilimsel toplulukta büyük saygı görür.)

(Türkçe karşılıklar koyu yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.