President İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

President İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

President

Türkçe anlamı: Cumhurbaşkanı veya başkan.

• The President of the United States is the head of state and head of government of the United States.
  (ABD’nin Cumhurbaşkanı, ABD’nin devlet başkanı ve hükümet başkanıdır.)
• The new president was sworn in today.
  (Yeni başkan bugün yemin etti.)
• The President of France is responsible for foreign policy.
  (Fransa Cumhurbaşkanı dış politikadan sorumludur.)
• The president of the company is going to retire next year.
  (Şirketin başkanı gelecek yıl emekli olacak.)
• The president announced his resignation at a press conference.
  (Başkan istifa kararını bir basın toplantısında duyurdu.)
• The president gave a speech about the importance of education.
  (Cumhurbaşkanı, eğitimin önemine dair bir konuşma yaptı.)
• The president vetoed the new bill.
  (Başkan yeni yasayı veto etti.)
• The President’s approval rating has dropped in recent months.
  (Cumhurbaşkanının onay oranı son aylarda düştü.)
• The President’s residence is located in the White House.
  (Cumhurbaşkanının ikametgahı Beyaz Saray’da bulunmaktadır.)
• The president has the power to pardon individuals convicted of federal crimes.
  (Cumhurbaşkanı, federal suçlarla suçlanan kişileri affetme yetkisine sahiptir.)
• The President and the First Lady hosted a state dinner for the Prime Minister of Japan.
  (Cumhurbaşkanı ve First Lady, Japonya Başbakanı için bir devlet yemeği verdi.)
• The president’s motorcade passed by my office this morning.
  (Cumhurbaşkanının konvoyu bu sabah ofisimin önünden geçti.)
• The president met with the leaders of several countries at the summit.
  (Cumhurbaşkanı zirvede birkaç ülkenin lideriyle bir araya geldi.)
• The president’s visit to the disaster-stricken region was well received by the locals.
  (Cumhurbaşkanının felaket bölgesine yaptığı ziyaret yerliler tarafından iyi karşılandı.)
• The president’s proposal for tax reform was met with criticism from the opposition.
  (Cumhurbaşkanının vergi reformu teklifi, muhalefetten eleştirilerle karşılandı.)
• The president was re-elected for a second term in office.
  (Cumhurbaşkanı ikinci kez seçildi.)
• The president signed an executive order to address the issue of climate change

  .
  (Cumhurbaşkanı, iklim değişikliği sorununu ele almak için bir kararname imzaladı.)

• The president’s decision to withdraw troops from the region was controversial.
  (Cumhurbaşkanının bölgeden askerleri geri çekme kararı tartışmalıydı.)
• The president’s press secretary held a briefing with reporters.
  (Cumhurbaşkanının basın sekreteri, gazetecilerle bir brifing düzenledi.)
• The president addressed the nation in a televised speech.
  (Cumhurbaşkanı, televizyonda yayınlanan bir konuşma ile millete hitap etti.)