Prescribe İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Prescribe İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Prescribe

İngilizce anlamı: To give a medical prescription or order

Prescribe kelimesi, genellikle tıbbi tedavi için bir reçete verme anlamında kullanılır. Ayrıca belirli bir davranışı veya uygulamayı da önermek için kullanılabilir.

1. The doctor prescribed antibiotics for my infection. (Doktor, enfeksiyonum için antibiyotik reçete etti.)
2. She prescribes a healthy diet and exercise for her patients. (Hastaları için sağlıklı bir diyet ve egzersiz öneriyor.)
3. The dentist prescribed a mouth guard to prevent teeth grinding. (Diş doktoru, diş gıcırdatmayı önlemek için bir ağızlık reçete etti.)
4. The therapist prescribed relaxation techniques to reduce stress. (Terapist, stresi azaltmak için gevşeme teknikleri önerdi.)
5. The pediatrician prescribed a different formula for the baby’s digestive issues. (Pediatri uzmanı, bebek için sindirim sorunlarına yönelik farklı bir formül reçete etti.)
6. The ophthalmologist prescribed glasses for nearsightedness. (Göz doktoru, miyopi için gözlük reçete etti.)
7. The psychiatrist prescribed medication to manage the patient’s anxiety. (Psikiyatrist, hastanın kaygısını yönetmek için ilaç reçete etti.)
8. The dermatologist prescribed a topical cream for the patient’s eczema. (Deri doktoru, hastanın egzaması için bir topikal krem reçete etti.)
9. The physical therapist prescribed exercises to strengthen the patient’s injured knee. (Fizyoterapist, hastanın yaralı dizini güçlendirmek için egzersizler önerdi.)
10. The chiropractor prescribed regular adjustments to alleviate the patient’s back pain. (Kiropraktör, hastanın bel ağrısını hafifletmek için düzenli ayarlamalar önerdi.)
11. The nutritionist prescribed a customized meal plan for weight loss. (Beslenme uzmanı, kilo vermek için özelleştirilmiş bir yemek planı önerdi.)
12. The coach prescribed drills to improve the team’s skills. (Antrenör, takımın becerilerini geliştirmek için antrenmanlar önerdi.)
13. The teacher prescribed extra reading to improve the student’s vocabulary. (Öğretmen, öğrencinin kelime dağarcığını geliştirmek için ekstra okuma önerdi.)
14. The trainer prescribed stretches to prevent muscle injuries. (Antrenör, kas yaralanmalarını önlemek için germe egzersizleri önerdi.)
15. The pharmacist can prescribe over-the-counter medication for minor ailments. (Eczacı, küçük rahatsızlıklar için reçetesiz ilaçlar önerebilir.)
16. The optometrist prescribed contact lenses for the patient’s astigmatism. (Optometrist, hastanın astigmatizması için kontakt lens reçete etti.)
17. The addiction specialist prescribed a medication to help the patient quit smoking. (Bağımlılık uzmanı, hastanın sigarayı bırakmas

ı için bir ilaç reçete etti.)
18. The surgeon prescribed pain medication for after the procedure. (Cerrah, işlemden sonra ağrı kesici ilaç reçete etti.)

19. The speech therapist prescribed exercises to improve the patient’s language skills. (Konuşma terapisti, hastanın dil becerilerini geliştirmek için egzersizler önerdi.)
20. The optician prescribed blue light blocking glasses for the patient who works long hours on a computer. (Optisyen, uzun saatler boyunca bilgisayar başında çalışan hastaya mavi ışığı bloke eden gözlük reçete etti.)

(Türkçe karşılıklar kalın olarak yazılmıştır.)