Preordainment İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Preordainment İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Preordainment Nedir?

Preordainment, kader veya kadercilik kavramına atıfta bulunan bir kelime olarak kullanılır. Bu terim, bir kişinin hayatının veya olayların önceden belirlendiğini veya önceden bilindiğini ifade eder. İlahi veya kozmik bir gücün, kişinin yaşamındaki olayları veya sonuçları önceden belirlediği inancına dayanır.

Örnek Cümleler:

1. According to preordainment, our destinies are predetermined.
(Tercihlere göre, kaderimiz önceden belirlenmiştir.)

  1. He firmly believed in preordainment and felt that everything that happened was meant to be.
    (O, kadercilik inancını sıkıca benimsedi ve her şeyin olduğu gibi olması gerektiğine inandı.)

  2. The concept of preordainment was central to the philosopher’s ideas about fate.
    (Kaderci felsefecinin kaderle ilgili fikirlerinde preordainment kavramı merkeziydi.)

  3. Some people find comfort in the belief in preordainment, knowing that their lives are in the hands of a higher power.
    (Bazı insanlar, hayatlarının daha yüksek bir gücün elinde olduğunu bilmenin verdiği huzuru kadercilik inancında buluyorlar.)

  4. The idea of preordainment can be controversial, as it suggests that free will may not truly exist.
    (Preordainment fikri tartışmalı olabilir, çünkü özgür iradenin gerçekten var olmadığını düşündürür.)

  5. In Islam, preordainment is a fundamental belief that is central to the concept of fate and the role of Allah in determining the course of a person’s life.
    (İslam’da, kadercilik inancı ve Allah’ın bir kişinin hayatının seyrini belirlemedeki rolüne ilişkin temel bir inanç olan preordainment merkezi bir konudur.)

  6. Preordainment is often associated with religious beliefs, but it can also be viewed in a secular context as the idea that events are predetermined by factors such as genetics and environment.
    (Preordainment genellikle dini inançlarla ilişkilendirilir, ancak genetik ve çevre gibi faktörlerin belirleyiciliğinde olayların önceden belirlendiği fikri seküler bir bağlamda da görülebilir.)

  7. The idea of preordainment can be difficult for some people to accept, as it challenges the notion of individual agency and control over one’s life.
    (Preordainment fikri, kişisel ajansta ve bir kişinin hayatı üzerindeki kontroldeki kavramı zorlayarak, bazı insanlar tarafından kabul etmek zor olabilir.)

  8. Despite his belief in preordainment, he still felt a sense of responsibility for the choices he made.
    (Kadercilik inancına rağmen, yaptığı seçimlerden sorumlu hissetti.)

  9. The concept of preordainment can be comforting to some people, as it suggests that there is a greater plan at work in the universe.

  1. The idea of preordainment raises questions about the nature of God and the extent of his control over the world.
    (Preordainment fikri, Tanrı’nın doğası ve dünya üzerindeki kontrolü hakkında sorular ortaya çıkarır.)

  2. The concept of preordainment is often linked to the idea of fate, but there are some subtle differences between the two.
    (Preordainment kavramı genellikle kader fikriyle ilişkilendirilir, ancak ikisi arasında bazı ince farklılıklar vardır.)

  3. In Christianity, the idea of preordainment is closely linked to the concept of predestination, which suggests that God has chosen certain individuals for salvation.
    (Hristiyanlıkta, preordainment fikri, Tanrı’nın bazı kişileri kurtuluş için seçtiği predestination kavramıyla sıkı bir şekilde bağlantılıdır.)

  4. Preordainment can be a difficult concept to grasp, as it challenges our sense of control and agency in the world.
    (Preordainment, dünyada kontrol ve ajansımızı zorlayarak, anlamak zor bir kavram olabilir.)

  5. Some people find preordainment to be a comforting belief, as it suggests that there is a greater purpose or plan for their lives.
    (Bazı insanlar, hayatlarının daha büyük bir amacı veya planı olduğunu ima ettiği için preordainment fikrini rahatlatıcı bir inanç olarak buluyorlar.)

  6. Preordainment is often used to explain why certain events happen, even when they seem unfair or unjust.
    (Preordainment, bazı olayların adil veya haksız gibi görünse bile neden olduğunu açıklamak için sıklıkla kullanılır.)

  7. The idea of preordainment has been debated for centuries, with many philosophers and theologians offering their own interpretations of the concept.
    (Preordainment fikri yüzyıllardır tartışılmaktadır ve birçok filozof ve teolog, kavramın kendi yorumlarını sunmuştur.)

  8. Preordainment can be a challenging idea to reconcile with the concept of free will, as it suggests that our choices may not truly be our own.
    (Preordainment, seçimlerimizin gerçekten bizim olmayabileceğini ima ettiği için özgür irade kavramıyla uzlaştırmak zor bir fikir olabilir.)

  9. The idea of preordainment can be both empowering and limiting, as it suggests that our destinies are predetermined, but also that we are part of a larger cosmic plan.
    (Preordainment fikri, kaderimizin önceden belirlendiğini ima ederken, daha büyük bir kozmik planın bir parçası olduğumuzu da gösterdiği için hem güçlendirici hem de sınırlayıcı olabilir.)

  10. Despite the concept of preordainment, many people still believe that they have some degree of control over their lives and their choices.
    (Preordainment fikrine rağmen, birçok insan hala hayatları ve seçimleri üzerinde bir dereceye kadar kontrol sahibi olduklarına inanıyorlar.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.