Preclude İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Preclude İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Preclude İle İlgili İngilizce Cümleler ve Türkçe Anlamları

Preclude, “önlemek” veya “mümkün olmasını engellemek” anlamına gelen bir fiildir.

Örnek Cümleler:


1. The rain precluded us from going to the beach. (Yağmur plaj gitmemizi engelledi.)
2. His lack of experience precluded him from getting the job. (Deneyimsizliği işi almasını önledi.)
3. The high cost of the product precluded many people from buying it. (Ürünün yüksek maliyeti birçok insanın satın almasını engelledi.)
4. The new law will preclude companies from polluting the environment. (Yeni yasa şirketleri çevreyi kirletmekten önleyecek.)
5. His busy schedule precluded him from attending the party. (Yoğun programı partide bulunmasını engelledi.)
6. The security measures preclude any unauthorized access to the building. (Güvenlik önlemleri binaya izinsiz erişimi engeller.)
7. His bad health precluded him from taking part in the marathon. (Kötü sağlık hali maratona katılmasını engelledi.)
8. The limited seating precludes large groups from dining together. (Sınırlı oturma kapasitesi büyük grupların birlikte yemek yemesini engeller.)
9. His lack of qualifications precluded him from being accepted into the university. (Nitelik eksikliği üniversiteye kabul edilmesini önledi.)
10. The heavy traffic precludes me from arriving on time. (Yoğun trafik zamanında gelmemi engelliyor.)
11. The company’s financial problems preclude any expansion plans. (Şirketin finansal sorunları herhangi bir genişleme planını önler.)
12. The rough terrain precluded us from driving to the remote village. (Zorlu arazi uzak köye arabayla gitmemizi engelledi.)
13. His criminal record precludes him from getting a security clearance. (Suç kaydı güvenlik izni almasını önler.)
14. The storm precluded the flight from taking off. (Fırtına uçuşun kalkmasını engelledi.)
15. The rules preclude any cheating during the exam. (Kurallar sınav sırasında herhangi bir hile yapılmasını önler.)
16. The lack of funding precludes the project from moving forward. (Fon eksikliği proje ilerlemesini önler.)
17. The company’s policy precludes employees from using personal devices at work. (Şirket politikası çalışanların işyerinde kişisel cihaz kullanmasını önler.)
18. His fear of flying precludes him from traveling by plane. (Uçakla seyahat etmesini engelleyen uçak korkusu var.)
19. The language barrier precludes effective communication between them. (Dil engeli aralarında etkili iletişimi önler.)
20. The rain precludes outdoor activities for the day. (Yağmur gün boyunca açık hava aktivitelerini önler.)

Türkçe Anlamları İle Örnek Cümleler:


1. Yağmur plaj gitmemizi engelledi.
2. Deneyimsizliği işi almasını önledi.
3. Ürünün yüksek maliyeti birçok insanın satın almasını engelledi.
4. Yeni yasa şirketleri çevreyi kirletmekten önleyecek.
5. Yoğun programı partide bulunmasını engelledi.
6. Güvenlik önlemleri binaya izinsiz erişimi engeller.
7. Kötü sağlık hali maratona katılmasını engelledi.
8. Sınırlı oturma kapasitesi büyük grupların birlikte yemek yemesini engeller.
9. Nitelik eksikliği üniversiteye kabul edilmesini önledi.
10. Yoğun trafik zamanında gelmemi engelliyor.
11. Şirketin finansal sorunları herhangi bir genişleme planını önler.
12. Zorlu arazi uzak köye arabayla gitmemizi engelledi.
13. Suç kaydı güvenlik izni almasını önler.
14. Fırtına uçuşun kalkmasını engelledi.
15. Kurallar sınav sırasında herhangi bir hile yapılmasını önler.
16. Fon eksikliği proje ilerlemesini önler.
17. Şirket politikası çalışanların işyerinde kişisel cihaz kullanmasını önler.
18. Uçakla seyahat etmesini engelleyen uçak korkusu var.
19. Dil engeli aralarında etkili iletişimi önler.
20. Yağmur gün boyunca açık hava aktivitelerini önler.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.