Practicallity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Practicallity (Pratiklik): Bir şeyin kullanışlı, uygulanabilir ve işlevsel olması durumu.
Örnek Cümleler:
- The practicallity of this new software is undeniable. (Bu yeni yazılımın pratikliği tartışılmaz.)
- When it comes to cooking, practicallity is key. (Yemek yapmak söz konusu olduğunda, pratiklik çok önemlidir.)
- The design of this car prioritizes practicallity over style. (Bu aracın tasarımı stil yerine pratikliğe öncelik verir.)
- His approach to problem-solving is always focused on practicallity. (Sorun çözme yaklaşımı her zaman pratikliğe odaklanır.)
- The practicallity of using solar energy is becoming more apparent. (Güneş enerjisi kullanmanın pratikliği daha belirgin hale geliyor.)
- The team chose a more practicallity-oriented approach to the project. (Takım, projeye daha pratiklik odaklı bir yaklaşım seçti.)
- The practicallity of using public transportation is undeniable in a big city. (Büyük bir şehirde toplu taşıma kullanmanın pratikliği tartışılmaz.)
- She always considers practicallity before fashion when shopping for clothes. (Kıyafet alışverişi yaparken her zaman moda yerine pratikliği göz önünde bulundurur.)
- The practicallity of online learning has become more apparent during the pandemic. (Pandemi sırasında çevrimiçi öğrenmenin pratikliği daha belirgin hale geldi.)
- In order to increase productivity, practicallity must be a top priority. (Üretkenliği artırmak için pratiklik en önemli önceliklerden biri olmalıdır.)
- The practicallity of using a standing desk has been proven to have health benefits. (Ayakta duran bir masa kullanmanın pratikliği sağlık faydaları olduğu kanıtlanmıştır.)
- The practicallity of reusable grocery bags is becoming more popular due to environmental concerns. (Çevresel endişeler nedeniyle yeniden kullanılabilir market çantalarının pratikliği daha popüler hale geliyor.)
- The practicallity of learning a second language can be very beneficial in the business world. (İkinci bir dil öğrenmenin pratikliği iş dünyasında çok faydalı olabilir.)
- The company’s decision to switch to a digital database was based on practicallity. (Şirketin dijital bir veritabanına geçme kararı pratikliğe dayanıyordu.)
- When renovating their home, the couple prioritized practicallity over aesthetics. (Evlerini yenilerken, çift estetik yerine pratikliğe öncelik verdi.)
- The practicallity of owning a hybrid car goes beyond just saving money on gas. (Hibrit bir araba sahibi olmanın pratikliği, sadece benzin tasarr
ı etmekle sınırlı değildir.)
17. The practicallity of having a clear and concise communication style is essential in business. (Net ve öz bir iletişim tarzına sahip olmanın pratikliği iş dünyasında temel öneme sahiptir.)
- The practicallity of using a meal prep service can save time and simplify meal planning. (Yemek hazırlama servisi kullanmanın pratikliği zaman tasarrufu sağlayabilir ve yemek planlamayı basitleştirebilir.)
- When choosing a new apartment, practicallity should be considered alongside location and price. (Yeni bir apartman seçerken, konum ve fiyatın yanı sıra pratikliğin de göz önünde bulundurulması gerekir.)
- The practicallity of investing in energy-efficient appliances can lead to long-term savings on utility bills. (Enerji verimli cihazlara yatırım yapmanın pratikliği, uzun vadede fatura tasarrufuna yol açabilir.)
Hemen Yorum Yaz