Practicallity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Practicallity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Practicallity (Pratiklik): Bir şeyin kullanışlı, uygulanabilir ve işlevsel olması durumu.

Örnek Cümleler:

  1. The practicallity of this new software is undeniable. (Bu yeni yazılımın pratikliği tartışılmaz.)
  2. When it comes to cooking, practicallity is key. (Yemek yapmak söz konusu olduğunda, pratiklik çok önemlidir.)
  3. The design of this car prioritizes practicallity over style. (Bu aracın tasarımı stil yerine pratikliğe öncelik verir.)
  4. His approach to problem-solving is always focused on practicallity. (Sorun çözme yaklaşımı her zaman pratikliğe odaklanır.)
  5. The practicallity of using solar energy is becoming more apparent. (Güneş enerjisi kullanmanın pratikliği daha belirgin hale geliyor.)
  6. The team chose a more practicallity-oriented approach to the project. (Takım, projeye daha pratiklik odaklı bir yaklaşım seçti.)
  7. The practicallity of using public transportation is undeniable in a big city. (Büyük bir şehirde toplu taşıma kullanmanın pratikliği tartışılmaz.)
  8. She always considers practicallity before fashion when shopping for clothes. (Kıyafet alışverişi yaparken her zaman moda yerine pratikliği göz önünde bulundurur.)
  9. The practicallity of online learning has become more apparent during the pandemic. (Pandemi sırasında çevrimiçi öğrenmenin pratikliği daha belirgin hale geldi.)
  10. In order to increase productivity, practicallity must be a top priority. (Üretkenliği artırmak için pratiklik en önemli önceliklerden biri olmalıdır.)
  11. The practicallity of using a standing desk has been proven to have health benefits. (Ayakta duran bir masa kullanmanın pratikliği sağlık faydaları olduğu kanıtlanmıştır.)
  12. The practicallity of reusable grocery bags is becoming more popular due to environmental concerns. (Çevresel endişeler nedeniyle yeniden kullanılabilir market çantalarının pratikliği daha popüler hale geliyor.)
  13. The practicallity of learning a second language can be very beneficial in the business world. (İkinci bir dil öğrenmenin pratikliği iş dünyasında çok faydalı olabilir.)
  14. The company’s decision to switch to a digital database was based on practicallity. (Şirketin dijital bir veritabanına geçme kararı pratikliğe dayanıyordu.)
  15. When renovating their home, the couple prioritized practicallity over aesthetics. (Evlerini yenilerken, çift estetik yerine pratikliğe öncelik verdi.)
  16. The practicallity of owning a hybrid car goes beyond just saving money on gas. (Hibrit bir araba sahibi olmanın pratikliği, sadece benzin tasarr

ı etmekle sınırlı değildir.)
17. The practicallity of having a clear and concise communication style is essential in business. (Net ve öz bir iletişim tarzına sahip olmanın pratikliği iş dünyasında temel öneme sahiptir.)

  1. The practicallity of using a meal prep service can save time and simplify meal planning. (Yemek hazırlama servisi kullanmanın pratikliği zaman tasarrufu sağlayabilir ve yemek planlamayı basitleştirebilir.)
  2. When choosing a new apartment, practicallity should be considered alongside location and price. (Yeni bir apartman seçerken, konum ve fiyatın yanı sıra pratikliğin de göz önünde bulundurulması gerekir.)
  3. The practicallity of investing in energy-efficient appliances can lead to long-term savings on utility bills. (Enerji verimli cihazlara yatırım yapmanın pratikliği, uzun vadede fatura tasarrufuna yol açabilir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.