Possibility İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Possibility İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Possibility

Türkçe Anlamı: Olasılık, mümkünlük

Örnek Cümleler:

1. There is a possibility

   that it will rain tonight. (Bu gece yağmur yağma olasılığı var.)

2. There’s a possibility

   that she will arrive late. (Geç kalma mümkünlüğü var.)

3. It’s a possibility

   that they may cancel the concert. (Konseri iptal etme olasılığı var.)

4. There’s a strong possibility

   that he will get the job. (İşe alınma yüksek olasılık taşıyor.)

5. There’s a slight possibility

   that the meeting will be postponed. (Toplantının ertelenme olasılığı çok düşük.)

6. There’s a real possibility

   that they will win the championship. (Şampiyonluğu kazanma gerçek bir mümkünlük taşıyor.)

7. There’s a good possibility

   that they will reach their sales target. (Satış hedeflerine ulaşma iyi bir olasılık taşıyor.)

8. There’s always a possibility

   that something can go wrong. (Her zaman bir şeylerin yanlış gidebileceği bir olasılık var.)

9. There’s a possibility

   that the package will be delivered tomorrow. (Paketin yarın teslim edilme olasılığı var.)

10. There’s a high possibility

    that the price will increase. (Fiyatın artma yüksek olasılık taşıyor.)

11. There’s a strong possibility

    that they will win the contract. (Sözleşmeyi kazanma yüksek bir olasılık taşıyor.)

12. There’s a possibility

    that the flight will be delayed. (Uçuşun gecikme olasılığı var.)

13. There’s a possibility

    that he will change his mind. (Fikrini değiştirme olasılığı var.)

14. There’s a slim possibility

    that they will win the game. (Oyunu kazanma düşük bir olasılık taşıyor.)

15. There’s a strong possibility

    that she will pass the exam. (Sınavı geçme yüksek bir olasılık taşıyor.)

16. There’s a possibility

    that the project will be completed on time. (Projenin zamanında tamamlanma olasılığı var.)

17. There’s a good possibility

    that they will get the funding they need. (İhtiyaç duydukları fonu elde etme iyi bir olasılık taşıyor.)

18. There’s a possibility

    that the restaurant will be full tonight. (Restoranın bu gece dolu olma olasılığı var.)

19. There’s a strong possibility

    that they will win the race. (Yarışı kazanma yüksek bir olasılık taşıyor.)