Position İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Position İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Position İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: Konum, pozisyon, mevki

1. She held a high position in the company. (Şirkette yüksek bir pozisyonda bulunuyordu.)
2. The position of the sun in the sky indicated that it was midday. (Gökte güneşin konumu öğle olduğunu gösteriyordu.)
3. He adjusted his position in the chair to get more comfortable. (Daha rahatlamak için sandalyedeki pozisyonunu ayarladı.)
4. As a goalkeeper, his position on the field is crucial. (Kaleci olarak, sahadaki pozisyonu çok önemlidir.)
5. The company is looking to fill a vacant position in their sales team. (Şirket satış ekibindeki boş pozisyonu doldurmak istiyor.)
6. She was offered a position at a top law firm. (En iyi hukuk firmalarından birinde pozisyon teklif edildi.)
7. He was in a difficult position and didn’t know what to do. (Zor bir durumdaydı ve ne yapacağını bilmiyordu.)
8. The position of the pieces on the chess board can determine the outcome of the game. (Satranç tahtasındaki taşların konumu oyunun sonucunu belirleyebilir.)
9. He was promoted to a managerial position after years of hard work. (Yıllarca süren çalışmalarının ardından yönetici pozisyonuna terfi etti.)
10. The spacecraft is currently in a stable position in orbit around the Earth. (Uzay aracı şu anda Dünya etrafındaki yörüngesinde stabil bir pozisyonda.)
11. He lost his position as the head of the department due to poor performance. (Kötü performansı nedeniyle bölümün başkanlığından ayrıldı.)
12. The candidate’s position on environmental issues was a major factor in their election campaign. (Adayın çevre konularındaki tutumu seçim kampanyasında önemli bir faktördü.)
13. He took up a position behind the tree to hide from his pursuers. (Kovalayıcılarından saklanmak için ağacın arkasında bir pozisyon aldı.)
14. The company’s position in the market has been steadily declining. (Şirketin pazardaki konumu istikrarlı bir şekilde düşüş gösteriyor.)
15. Their position on the issue was in direct conflict with the views of the majority. (Sorunun konumu çoğunluğun görüşleriyle doğrudan çelişiyordu.)
16. He was hired for a temporary position while the regular employee was on leave. (Düzenli çalışan izindeyken geçici bir pozisyona alındı.)
17. The runner was disqualified for starting in the wrong position

18. After months of negotiations, the two sides finally reached a position of agreement. (Aylar süren müzakerelerin ardından, taraflar nihayet anlaşma pozisyonuna geldi.)
19. The team’s position in the league standings was a disappointment to their fans. (Takımın lig sıralamasındaki konumu taraftarları için hayal kırıklığıydı.)
20. He was able to climb to the highest position on the mountain. (Dağdaki en yüksek pozisyona tırmanmayı başardı.)

Türkçe Anlamı: İş, görev, vazife

1. Her position at the company involved a lot of responsibility. (Şirketteki vazifesi çok sorumluluk gerektiriyordu.)
2. He was given the position of team leader for the project. (Projede takım lideri pozisyonu kendisine verildi.)
3. It’s important to maintain a professional attitude in your position at work. (İşteki vazifenizde profesyonel bir tutum sergilemek önemlidir.)
4. He resigned from his position as CEO of the company. (Şirketin CEO pozisyonundan istifa etti.)
5. She was offered a position on the board of directors. (Yönetim kurulunda pozisyon teklif edildi.)
6. His position as head of the department gave him a lot of influence within the company. (Bölüm başkanı pozisyonu şirket içinde çok etkili olmasını sağladı.)
7. He was promoted to a higher position within the company. (Şirket içinde daha yüksek bir pozisyona terfi etti.)
8. The position of project manager required strong leadership skills. (Proje yöneticisi pozisyonu güçlü liderlik becerileri gerektiriyordu.)
9. Her position at the hospital involved working long hours. (Hastanedeki vazifesi uzun saatler çalışmayı gerektiriyordu.)
10. He was hired for a new position within the company. (Şirket içindeki yeni bir pozisyon için işe alındı.)
11. The position of receptionist required excellent communication skills. (Resepsiyonist pozisyonu mükemmel iletişim becerileri gerektiriyordu.)
12. Her position in the army required a high level of physical fitness. (Ordudaki vazifesi yüksek bir fiziksel form gerektiriyordu.)
13. He was offered a position as a consultant for the company. (Şirket için danışmanlık pozisyonu teklif edildi.)
14. Her position as a teacher gave her the opportunity to shape young minds. (Öğretmenlik pozisyonu genç zihinleri şekillendirme fırsatı verdi.)
15. He was dismissed from his position due to poor performance.