Posh İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Posh İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Posh (Sıfat) – Lüks, şık veya zengin bir tarza sahip olan.

Örnek cümleler:

1. She always looks posh with her expensive clothes and jewelry. (Onun pahalı kıyafetleri ve mücevherleri ile her zaman şık görünüyor.)
2. The restaurant had a very posh atmosphere with chandeliers and velvet curtains. (Restoran, avizeler ve kadife perdelerle çok lüks bir atmosfere sahipti.)
3. The hotel was too posh for my taste, I prefer more rustic accommodations. (Otel benim zevkime göre çok lüks, ben daha rustik konaklamaları tercih ederim.)
4. She hired a posh car for the wedding, a vintage Rolls Royce. (Düğün için bir lüks araba kiraladı, bir eski model Rolls Royce.)
5. The rich and posh people often go to exclusive events and parties. (Zengin ve şık insanlar genellikle özel etkinliklere ve partilere giderler.)
6. Her posh accent revealed that she came from an aristocratic background. (Onun şık aksanı, asil bir aileden geldiğini ortaya koydu.)
7. The posh neighborhood was full of mansions and luxury cars. (Lüks mahalle, malikaneler ve lüks arabalarla doluydu.)
8. He had a posh taste in music, preferring classical and opera. (Müzikte şık bir zevke sahipti ve klasik müzik ve opera tercih ederdi.)
9. The posh hotel room had a view of the city skyline. (Lüks otel odasının şehir manzaralı bir görüntüsü vardı.)
10. The posh restaurant only served expensive French cuisine. (Lüks restoran sadece pahalı Fransız mutfağı sunuyordu.)
11. She bought a posh handbag made from genuine leather. (Orijinal deriden yapılmış şık bir el çantası satın aldı.)
12. The posh wedding reception was held at a grand ballroom. (Lüks düğün resepsiyonu büyük bir balo salonunda düzenlendi.)
13. His posh clothes were tailor-made and cost a fortune. (Onun şık kıyafetleri terzi tarafından özel olarak yapılmış ve bir servet tutuyordu.)
14. The posh private school had high tuition fees and strict admission requirements. (Lüks özel okul yüksek öğrenim ücretleri ve katı kabul koşullarına sahipti.)
15. The posh yacht was equipped with a jacuzzi and a helipad. (Lüks yatta jakuzi ve helikopter pisti bulunuyordu.)
16. The posh boutique sold designer clothes and accessories. (Lüks butik tasarımcı kıyafetleri ve aksesuarları satıyordu.)
17. She enjoyed a posh lifestyle with private jets and expensive vacations. (Özel jetler ve pahalı tatillerle şık bir yaşam tarzından zevk alıyordu.)
18. The posh nightclub was frequented

by celebrities and high society members. (Şık gece kulübü ünlüler ve yüksek toplum üyeleri tarafından sıklıkla ziyaret ediliyordu.)
19. The posh spa offered luxurious treatments and massages. (Lüks spa, lüks tedaviler ve masajlar sunuyordu.)

20. The posh penthouse had a rooftop terrace with a stunning view of the city. (Lüks çatı katında şehrin nefes kesen manzarasına sahip bir teras vardı.)

(Türkçe çevirileri cümlelerin altında kalın ve kırmızı renkle yazılmıştır.)