Pop İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pop İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pop İle İlgili Cümleler

Pop kelimesi, İngilizce’de “patlama, çıtırdama, patlayan ses” gibi anlamlara gelir. Ayrıca “popüler” anlamında da kullanılır.

  1. She heard a loud pop and then the balloon burst. (O bir patlama sesi duydu ve sonra balon patladı.)
  2. I like to eat popcorn while watching movies. (Film izlerken patlamış mısır yemeyi seviyorum.)
  3. The soda can made a pop when I opened it. (Sodayı açtığımda kutu çıtırdadı.)
  4. Pop music is very popular among young people. (Pop müzik gençler arasında çok popüler.)
  5. The cork made a loud pop when he opened the champagne bottle. (Şampanya şişesini açtığında kulp bir patlama sesi çıkardı.)
  6. She likes to pop bubble wrap. (Balonlu poşet patlatmaktan hoşlanıyor.)
  7. The singer is known for her pop ballads. (Şarkıcı pop baladlarıyla tanınıyor.)
  8. The toaster made a pop when the bread was done. (Ekmek piştiğinde tost makinesi bir ses çıkardı.)
  9. The artist painted a pop art portrait of Marilyn Monroe. (Sanatçı Marilyn Monroe’nun pop art bir portresini çizdi.)
  10. The fireworks made a loud popping sound. (Havai fişekler patlayarak yüksek ses çıkardı.)
  11. I prefer drinking sparkling water that pops when you open it. (Açtığında çıtırdayan maden suyu içmeyi tercih ederim.)
  12. Pop culture references are often used in movies and TV shows. (Pop kültür referansları sık sık film ve TV şovlarında kullanılır.)
  13. The pop-up ad on the website was very annoying. (Web sitesindeki açılır reklam çok sinir bozucuydu.)
  14. The popcorn maker pops the kernels using hot air. (Patlamış mısır makinesi sıcak hava kullanarak mısır tanelerini patlatır.)
  15. The toy gun made a pop sound when he pulled the trigger. (T oy silahı tetiğe bastığında bir patlama sesi çıkardı.)
  16. She likes to pop pimples, but it’s not good for her skin. (Sivilceleri patlatmaktan hoşlanıyor ama cildi için iyi değil.)
  17. Pop-up books are fun for children to read. (Açılır kitaplar çocuklar için eğlencelidir.)
  18. The car had a flat tire and it made a loud pop. (Araba patlak bir lastiğe sahipti ve yüksek bir ses çıkardı.)
  19. The singer’s new pop single is topping the charts. (Şarkıcının yeni pop single’ı listelerde üst sıralarda yer alıyor.)
  20. The bubbles in the soda pop tickled her nose. (Soda çıtırdadığında kabarcıklar burnunu gıdıkladı.)
  1. He liked to pop the bubble wrap to relieve stress. (Stresini azaltmak için balonlu poşet patlatmaktan hoşlanırdı.)
  2. The child was delighted when the balloon popped, sending confetti everywhere. (Balon patladığında konfeti her yere saçıldığında çocuk çok mutlu oldu.)
  3. The fashion designer created a collection inspired by pop art. (Moda tasarımcısı, pop art’tan ilham alan bir koleksiyon oluşturdu.)
  4. The sound of the soda pop opening was music to his ears. (Soda çıtırdadığında açılışı müzik kulağına hoş geldi.)
  5. Pop-up stores are becoming increasingly popular for online retailers. (Açılır mağazalar, çevrimiçi perakendeciler için giderek daha popüler hale geliyor.)
  6. She was surprised when the toaster made a loud pop and burned her toast. (Tost makinesi yüksek bir patlama sesi çıkardığında ve ekmeği yaktığında şaşırdı.)
  7. Pop music is often associated with catchy melodies and upbeat rhythms. (Pop müzik genellikle akılda kalıcı melodiler ve canlı ritimlerle ilişkilendirilir.)
  8. The pressure in the bottle caused the cork to pop off unexpectedly. (Şişedeki basınç, kapağın beklenmedik şekilde açılmasına neden oldu.)
  9. She loved the way the popcorn popped in the microwave. (Mikrodalgada patlamış mısırın patlaması hoşuna gidiyordu.)
  10. Pop-up art exhibits are a popular way to showcase emerging artists. (Açılır sanat sergileri, yeni çıkan sanatçıları sergilemek için popüler bir yol.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.