Pompous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pompous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pompous Nedir?


Pompous kelimesi, kendini büyük gösteren, kibirli ve kendini beğenmiş anlamlarında kullanılan bir sıfattır.

Örnek Cümleler:

  1. His pompous behavior made everyone around him uncomfortable. (Kendini beğenmiş davranışları etrafındakileri rahatsız etti.)
  2. Her pompous statement he made just made me roll my eyes. (Yaptığı her kendini büyük gösteren açıklama gözlerimi devirmeme neden oldu.)
  3. The pompous king expected everyone to bow down to him. (Kendini beğenmiş kral, herkesin ona eğilmesini bekledi.)
  4. She had a pompous attitude that turned people off. (İnsanların hoşuna gitmeyen kendini beğenmiş bir tavırla karşı karşıya kaldık.)
  5. The pompous professor didn’t like to be challenged by his students. (Kendini beğenmiş profesör öğrencileri tarafından meydan okunmaktan hoşlanmazdı.)
  6. His pompous way of speaking made it difficult for anyone to approach him. (Konuşma tarzı kendini beğenmiş olan ona yaklaşmayı zorlaştırdı.)
  7. The politician’s pompous speeches were full of empty promises. (Politikacının kendini beğenmiş konuşmaları boş vaatlerle doluydu.)
  8. His pompous posturing was just a cover for his insecurity. (Kendini büyük gösteren tutumu sadece güvensizliğinin bir örtüsüydü.)
  9. She couldn’t stand his pompous attitude and decided to end their friendship. (Onun kendini beğenmiş tutumuna dayanamadı ve arkadaşlıklarını sonlandırmaya karar verdi.)
  10. The pompous businessman thought he was better than everyone else. (Kendini beğenmiş işadamı, herkesin kendisinden daha kötü olduğunu düşündü.)
  11. His pompous behavior at the meeting made it clear that he didn’t respect anyone else’s opinion. (Toplantıda gösterdiği kendini beğenmiş davranış, başka kimseye saygısı

    olmadığını açıkça ortaya koydu.)

  12. The pompous judge looked down on everyone in the courtroom. (Kendini beğenmiş hakim, mahkeme salonundaki herkesi küçümsedi.)
  13. His pompous mannerisms made him seem arrogant and unapproachable. (Tavırları kendini beğenmiş olan onu kibirli ve yaklaşılamaz biri gibi gösteriyordu.)
  14. The actress’s pompous demands made it difficult for the director to work with her. (Oyuncunun kendini beğenmiş talepleri, yönetmenin onunla çalışmasını zorlaştırdı.)
  15. His pompous appearance didn’t match his humble personality. (Kendini beğenmiş görünümü, mütevazi kişiliğiyle uyuşmuyordu.)
  16. The pompous CEO didn’t listen to anyone’s suggestions but his own. (Kendini beğenmiş CEO, sadece kendi önerilerine kulak verdi.)
  17. Her pompous behavior made her seem like a snob. (Kendini beğenmiş davranışları onu kibirli biri gibi gösteriyordu.)
  18. The pompous salesman thought he could sell anything to anyone. (Kendini beğenmiş satıcı, herhangi bir şeyi herkese satabileceğini düşündü.)
  19. His pompous way of talking made it difficult for people to take him seriously. (Konuşma tarzı kendini beğenmiş olan onu ciddiye almayı zorlaştırdı.)
  20. The politician’s pompous behavior alienated many of his constituents. (Politikacının kendini beğenmiş davranışları, seçmenlerinin birçoğunu kendisinden uzaklaştırdı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.