Political İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Political İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Political

Political, Türkçe’de siyasi anlamına gelir. Bu kelime, politikayla veya devlet işleriyle ilgili herhangi bir şeyi ifade edebilir.

1. Politics can be a dirty game. (Siyaset kirli bir oyun olabilir.)
2. The political situation in the country is unstable. (Ülkedeki siyasi durum istikrarsız.)
3. He has been interested in politics since he was young. (O, gençliğinden beri siyasetle ilgileniyor.)
4. The mayor made a political statement about the new law. (Belediye başkanı, yeni yasa hakkında siyasi bir açıklama yaptı.)
5. She is running for political office in the next election. (O, önümüzdeki seçimde siyasi bir göreve adaylığını koydu.)
6. The political debate lasted for hours. (Siyasi tartışma saatlerce sürdü.)
7. The political parties have very different ideologies. (Siyasi partilerin çok farklı ideolojileri var.)
8. The political situation is tense between the two countries. (İki ülke arasındaki siyasi durum gergin.)
9. She is studying political science at university. (O, üniversitede siyaset bilimi öğreniyor.)
10. The political leaders met to discuss the peace negotiations. (Siyasi liderler, barış görüşmelerini tartışmak için bir araya geldiler.)
11. His political views are very conservative. (O’nun siyasi görüşleri çok muhafazakâr.)
12. The political party in power has been criticized for its policies. (İktidardaki siyasi parti, politikaları nedeniyle eleştirildi.)
13. The political landscape of the country has changed in recent years. (Ülkenin siyasi manzarası son yıllarda değişti.)
14. The political system in the country is a parliamentary democracy. (Ülkedeki siyasi sistem, parlamentarist demokrasidir.)
15. The political situation in the region is affecting the economy. (Bölgedeki siyasi durum, ekonomiyi etkiliyor.)
16. The political leaders made a joint statement condemning the attack. (Siyasi liderler, saldırıyı kınayan ortak bir açıklama yaptılar.)
17. He has been accused of playing political games to stay in power. (O, iktidarda kalmak için siyasi oyunlar oynamakla suçlandı.)
18. The political campaign was very intense leading up to the election. (Seçime doğru, siyasi kampanya çok yoğun oldu.)
19. The political

parties have different stances on the issue of immigration. (Siyasi partiler, göçmenlik konusunda farklı tutumlar sergiliyorlar.)

20. The political unrest in the country has led to protests and demonstrations. (Ülkedeki siyasi huzursuzluk, protesto ve gösterilere yol açtı.)