Plunder İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Plunder İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Plunder Nedir?

Plunder, bir yerin ya da kişinin mal varlığını haksız yere ele geçirme eylemidir. Bu terim genellikle savaş veya yağma durumlarında kullanılır.

Plunder İle İlgili 20 Örnek Cümle

  1. Pirates often plundered ships and stole valuable cargo. (Korsanlar sık sık gemileri yağmaladı ve değerli yükleri çaldı.)
  2. The invaders plundered the city and destroyed everything in their path. (İstilacılar şehri yağmaladı ve yollarında ne varsa yok ettiler.)
  3. The museum was plundered by thieves who stole priceless artifacts. (Müze, paha biçilemez sanat eserlerini çalan hırsızlar tarafından yağmalandı.)
  4. The army looted and plundered the village during the war. (Ordu, savaş sırasında köyü yağmaladı ve yağmaladı.)
  5. The pirates sailed away with their plunder, leaving the town in ruins. (Korsanlar yağmaladıklarıyla uzaklaştılar ve kasabayı harabe haline getirdiler.)
  6. The conquerors took everything they could plunder from the defeated nation. (Fethedenler, yenik milletten yağmalayabilecekleri her şeyi aldılar.)
  7. The thieves plundered the store and ran off with the stolen goods. (Hırsızlar mağazayı yağmaladı ve çalıntı mallarla kaçtılar.)
  8. The bandits rode into town and began to plunder the bank. (Haydutlar kasabaya girdi ve bankayı yağmalamaya başladılar.)
  9. The Vikings were notorious for their plundering raids on coastal towns. (Vikingler, kıyı kasabalarına yaptıkları yağmalama baskınlarıyla kötü ün yapmışlardı.)
  10. The soldiers were ordered not to plunder or harm the local population. (Askerlere yerel halkı yağmalamamaları veya zarar vermemeleri emredildi.)
  11. The invaders left the city in ruins after plundering its riches. (İstilacılar, zenginliklerini yağmaladıktan sonra şehri harabe halinde bıraktılar.)
  12. The rebels plundered the government building, hoping to find incriminating evidence. (İsyancılar, suçlu kanıtı bulmayı umarak hükümet binasını yağmaladılar.)
  13. The enemy troops were quick to plunder the town after they captured it. (Düşman askerleri, ele geçirdikleri kasabayı yağmalamak için hızlı davrandılar.)
  14. The conquistadors plundered the Aztec and Incan empires for their gold and silver. (Fetheden İspanyol askerleri, altın ve gümüşleri için Aztek ve İnka imparatorluklarını yağmaladılar.)
  15. The looters took advantage of the chaos and began to plunder the stores. (Yağmacılar, kaosu fırsat bil

erek mağazaları yağmalamaya başladılar.)
16. The ancient tomb was plundered by grave robbers who stole its treasures. (Antik mezar, hazinelerini çalan mezar soyguncuları tarafından yağmalandı.)

  1. The warlord’s army plundered the countryside, taking whatever they wanted. (Savaş lordunun ordusu, istedikleri her şeyi alarak kırsal kesimi yağmaladı.)
  2. The rebels plundered the weapons cache, arming themselves for the revolution. (İsyancılar, devrim için silah depolarını yağmalayarak kendilerini silahlandırdılar.)
  3. The conquistadors plundered the New World for its riches, leaving destruction in their wake. (Fetheden İspanyollar, zenginlikleri için Yeni Dünya’yı yağmalayarak yıkım bıraktılar.)
  4. The looters were caught and punished for their plundering of the disaster-stricken city. (Yağmacılar, felaketle sarsılan şehrin yağmalanması nedeniyle yakalandı ve cezalandırıldılar.)

Plunder İle İlgili Türkçe Cümleler

  1. Korsanlar, gemileri yağmalayarak değerli yükleri çaldılar.
  2. İstilacılar, şehri yağmalayarak yollarında ne varsa yok ettiler.
  3. Müze, paha biçilemez sanat eserlerini çalan hırsızlar tarafından yağmalandı.
  4. Ordu, savaş sırasında köyü yağmaladı ve yağmaladı.
  5. Korsanlar, yağmaladıklarıyla uzaklaştılar ve kasabayı harabe haline getirdiler.
  6. Fethedenler, yenik milletten yağmalayabilecekleri her şeyi aldılar.
  7. Hırsızlar mağazayı yağmaladı ve çalıntı mallarla kaçtılar.
  8. Haydutlar kasabaya girdi ve bankayı yağmalamaya başladılar.
  9. Vikingler, kıyı kasabalarına yaptıkları yağmalama baskınlarıyla kötü ün yapmışlardı.
  10. Askerlere yerel halkı yağmalamamaları veya zarar vermemeleri emredildi.
  11. İstilacılar, zenginliklerini yağmaladıktan sonra şehri harabe halinde bıraktılar.
  12. İsyancılar, suçlu kanıtı bulmayı umarak hükümet binasını yağmaladılar.
  13. Düşman askerleri, ele geçirdikleri kasabayı yağmalamak için hızlı davrandılar.
  14. Fetheden İspanyol askerleri, altın ve gümüşleri için Aztek ve İnka imparatorluklarını yağmaladılar.
  15. Yağmacılar, kaosu fırsat bilerek mağazaları yağmalamaya başladılar

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.