Pluck İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pluck İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pluck Nedir?

Pluck kelimesi “koparmak, çekiştirmek” gibi anlamlara gelir. Bir şeyi ani veya zorlayıcı bir şekilde koparmak, çekiştirmek, sökmek veya kaldırmak anlamına gelir. Ayrıca, bazen cesaretli bir şekilde hareket etmek anlamında kullanılabilir.

Örnek Cümleler:

1. She plucked a flower from the garden. (O, bahçeden bir çiçek kopardı.)
2. The chef plucked the feathers from the chicken. (Şef, tavuğun tüylerini çekiştirdi.)
3. He plucked the guitar strings with ease. (O, gitar tellerini kolaylıkla çekti.)
4. She plucked up the courage to ask for a raise. (O, bir zam istemek için cesaretini topladı.)
5. The magician plucked a rabbit out of his hat. (Sihirbaz şapkasından bir tavşan çıkardı.)
6. She plucked the book from the shelf. (O, kitabı raftan çekti.)
7. The boy plucked a hair from his head. (Çocuk, kafasından bir tüy çekti.)
8. He plucked the thorn from his finger. (O, parmağındaki dikenleri çıkardı.)
9. The bird plucked a worm from the ground. (Kuş, yere gömülmüş bir solucanı söktü.)
10. She plucked a grape from the vine. (O, asmadan bir üzüm topladı.)
11. The farmer plucked the ripe apples from the tree. (Çiftçi, olgun elmaları ağaçtan koparttı.)
12. He plucked the paper from her hand. (O, elinden kağıdı söktü.)
13. She plucked the chicken before cooking it. (O, tavuğu pişirmeden önce çekiştirdi.)
14. The dentist plucked the tooth from the patient’s mouth. (Dişçi, hastanın ağzındaki dişi çekti.)
15. He plucked a dollar from his wallet. (O, cüzdanından bir dolar çıkardı.)
16. She plucked the banjo strings expertly. (O, banjo tellerini uzmanca çekti.)
17. The children plucked flowers to make a bouquet. (Çocuklar, bir buket yapmak için çiçekleri koparttılar.)
18. He plucked the apple from midair. (O, havadan elmayı yakaladı.)
19. She plucked a strand of hair from her face. (O, yüzünden bir tutam saç çekti.)
20. The gardener plucked the weeds from the flower bed. (Bahçıvan, çiçek yatağından yabani otları söktü.)

Pluck kelimesi birçok farklı bağlamda kullanılabilir ve anlamları değişebilir. Örnek cümleler, bu kelimenin kullanımı hakkında fikir vermek için sadece birkaç örnek sunmaktadır.

Ek Örnek Cümleler:

21. She plucked the stray thread from her sweater. (O, kazakındaki saç telini çekti.)
22. The hunter plucked the feathers from the bird he shot. (Avcı, vurduğu kuşun tüylerini söktü.)
23. He plucked the guitar in a melancholic tune. (O, hüzünlü bir ezgiyle gitarını çekiştirdi.)
24. The hairdresser plucked the stray hairs from her client’s eyebrows. (Kuaför, müşterisinin kaşlarındaki saçları çekti.)
25. She plucked a cherry from the tree and popped it in her mouth. (O, ağaçtan bir kiraz çekiştirdi ve ağzına attı.)
26. The athlete plucked up the energy to make the final sprint. (Sporcu, son spurt için enerji topladı.)
27. He plucked the cork from the wine bottle. (O, şarap şişesinin tıpasını çıkardı.)
28. The chef plucked the herbs from the garden to use in the dish. (Şef, yemeğinde kullanmak için bahçeden otları söktü.)
29. She plucked a book from the library shelf. (O, kütüphane raftan bir kitap aldı.)
30. The musician plucked the harp strings with delicate precision. (Müzisyen, arp tellerini hassas bir şekilde çekiştirdi.)
31. He plucked the fish from the river with his bare hands. (O, çıplak elleriyle ırmandan balığı tuttu.)
32. The gardener plucked the ripe vegetables from the garden. (Bahçıvan, bahçeden olgun sebzeleri söktü.)
33. She plucked a blade of grass and twirled it between her fingers. (O, bir çimen yaprağı çekiştirdi ve parmakları arasında çevirdi.)
34. The teacher plucked the student from the crowd to answer the question. (Öğretmen, soruya cevap vermek için öğrenciyi kalabalıktan seçti.)
35. He plucked the courage to confess his feelings to her. (O, duygularını itiraf etmek için cesaretini topladı.)
36. The bird plucked the worm from the soil with its beak. (Kuş, gagasıyla solucanı topraktan söktü.)
37. She plucked the keys from the table and started playing the piano. (O, masadan tuşları çekiştirdi ve piyano çalmaya başladı.)
38. The farmer plucked the weeds from between the rows of crops. (Çiftçi, tarla sıraları arasındaki yabani otları söktü.)
39. He plucked the pebble from his shoe. (O, ayakkabısından çakılı söktü.)
40. The singer plucked the notes from the air with her powerful voice. (Şarkıcı, güçlü sesiyle notaları havadan çekiştirdi.)

Bu örnek cümleler, “pluck” kelimesinin kullanımına ve anlamlarına dair daha fazla fikir vermektedir.