Plain İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Plain İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Plain

Plain, sade ve süslemeden uzak anlamına gelir.

  1. I prefer plain clothes over fancy ones. (İngilizce cümle: Ben süslü kıyafetler yerine sade kıyafetleri tercih ediyorum.)
  2. The cake was delicious, even though it was plain. (İngilizce cümle: Kek lezzetliydi, hatta sade bile olsa.)
  3. The walls of the room were painted in plain white. (İngilizce cümle: Odanın duvarları sade beyaza boyanmıştı.)
  4. The dress was simple and plain, but elegant. (İngilizce cümle: Elbise basit ve sade ama şık.)
  5. I prefer the plain style of this house to the ornate one. (İngilizce cümle: Bu evin süslü yerine sade tarzını tercih ederim.)
  6. She gave a plain and honest answer to the question. (İngilizce cümle: Soruya açık ve dürüst cevap verdi.)
  7. The curtains were made of plain cotton fabric. (İngilizce cümle: Perdeler düz pamuklu kumaştan yapılmıştı.)
  8. The dish was simple and plain, but delicious. (İngilizce cümle: Yemek basit ve sade ama lezzetliydi.)
  9. She wore a plain silver necklace with a small pendant. (İngilizce cümle: Küçük bir kolye ile sade bir gümüş kolye taktı.)
  10. The book had a plain cover, but the content was amazing. (İngilizce cümle: Kitabın kapağı sadeydi, ama içeriği harikaydı.)
  11. The room was decorated in a plain and simple style. (İngilizce cümle: Oda basit ve sade bir tarzda dekore edilmişti.)
  12. The plain background makes the text easy to read. (İngilizce cümle: Sade arka plan metnin okunmasını kolaylaştırır.)
  13. He likes plain black coffee without any sugar. (İngilizce cümle: Şekersiz sade siyah kahveyi sever.)
  14. The design of the building was plain and functional. (İngilizce cümle: Binanın tasarımı sade ve işlevsel.)
  15. The website has a plain and simple layout. (İngilizce cümle: Web sitesinin düzeni basit ve sade.)
  16. The speech was plain

and straightforward, without any embellishments. (İngilizce cümle: Konuşma süslemeler olmadan basit ve doğrudan yapılmıştı.)
17. The meal was plain but nutritious. (İngilizce cümle: Yemek sade ama besleyiciydi.)

  1. She preferred plain handwriting over fancy calligraphy. (İngilizce cümle: Süslü kaligrafi yerine sade el yazısını tercih etti.)
  2. The shirt was plain with no patterns or designs. (İngilizce cümle: Gömlek desensiz veya tasarımsız sadeydi.)
  3. The room had plain wooden furniture that looked rustic. (İngilizce cümle: Oda sade görünümlü rustik ahşap mobilyalara sahipti.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.