Plain İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Plain
Plain, sade ve süslemeden uzak anlamına gelir.
- I prefer plain clothes over fancy ones. (İngilizce cümle: Ben süslü kıyafetler yerine sade kıyafetleri tercih ediyorum.)
- The cake was delicious, even though it was plain. (İngilizce cümle: Kek lezzetliydi, hatta sade bile olsa.)
- The walls of the room were painted in plain white. (İngilizce cümle: Odanın duvarları sade beyaza boyanmıştı.)
- The dress was simple and plain, but elegant. (İngilizce cümle: Elbise basit ve sade ama şık.)
- I prefer the plain style of this house to the ornate one. (İngilizce cümle: Bu evin süslü yerine sade tarzını tercih ederim.)
- She gave a plain and honest answer to the question. (İngilizce cümle: Soruya açık ve dürüst cevap verdi.)
- The curtains were made of plain cotton fabric. (İngilizce cümle: Perdeler düz pamuklu kumaştan yapılmıştı.)
- The dish was simple and plain, but delicious. (İngilizce cümle: Yemek basit ve sade ama lezzetliydi.)
- She wore a plain silver necklace with a small pendant. (İngilizce cümle: Küçük bir kolye ile sade bir gümüş kolye taktı.)
- The book had a plain cover, but the content was amazing. (İngilizce cümle: Kitabın kapağı sadeydi, ama içeriği harikaydı.)
- The room was decorated in a plain and simple style. (İngilizce cümle: Oda basit ve sade bir tarzda dekore edilmişti.)
- The plain background makes the text easy to read. (İngilizce cümle: Sade arka plan metnin okunmasını kolaylaştırır.)
- He likes plain black coffee without any sugar. (İngilizce cümle: Şekersiz sade siyah kahveyi sever.)
- The design of the building was plain and functional. (İngilizce cümle: Binanın tasarımı sade ve işlevsel.)
- The website has a plain and simple layout. (İngilizce cümle: Web sitesinin düzeni basit ve sade.)
- The speech was plain
and straightforward, without any embellishments. (İngilizce cümle: Konuşma süslemeler olmadan basit ve doğrudan yapılmıştı.)
17. The meal was plain but nutritious. (İngilizce cümle: Yemek sade ama besleyiciydi.)
- She preferred plain handwriting over fancy calligraphy. (İngilizce cümle: Süslü kaligrafi yerine sade el yazısını tercih etti.)
- The shirt was plain with no patterns or designs. (İngilizce cümle: Gömlek desensiz veya tasarımsız sadeydi.)
- The room had plain wooden furniture that looked rustic. (İngilizce cümle: Oda sade görünümlü rustik ahşap mobilyalara sahipti.)
Hemen Yorum Yaz