Permanence İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Permanence İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Permanence

Permanence, kalıcılık veya süreklilik anlamına gelir. Bir şeyin kalıcı veya sürekli olması durumunu ifade eder.

Örnek Cümleler:

  1. Permanence is important in building long-lasting relationships.
    (Türkçe: Kalıcılık, uzun süreli ilişkiler kurmada önemlidir.)

  2. The permanence of the ink made the writing on the wall impossible to remove.
    (Türkçe: Mürekkebin kalıcılığı, duvardaki yazının silinmesini imkansız hale getirdi.)

  3. The artist wanted to ensure the permanence of her artwork, so she used high-quality materials.
    (Türkçe: Sanatçı, eserinin kalıcılığını sağlamak istediği için yüksek kaliteli malzemeler kullandı.)

  4. The permanence of the mountain range is a testament to its strength and resilience.
    (Türkçe: Dağ silsilesinin kalıcılığı, gücü ve direncine tanıklık eder.)

  5. The company values permanence in its employees, preferring to hire those who are committed to long-term success.
    (Türkçe: Şirket, uzun vadeli başarıya bağlı kalan çalışanlarda kalıcılığı önemser.)

  6. The permanence of the monument was ensured through careful maintenance and restoration efforts.
    (Türkçe: Anıtın kalıcılığı, özenli bakım ve restorasyon çalışmalarıyla sağlandı.)

  7. The stability of the government is important for the permanence of the country.
    (Türkçe: Ülkenin kalıcılığı için hükümetin istikrarı önemlidir.)

  8. The artist’s use of oil paints ensured the permanence of his paintings for centuries to come.
    (Türkçe: Sanatçının yağlı boya kullanımı, resimlerinin gelecek yüzyıllarda kalıcı olmasını sağladı.)

  9. The permanence of the company’s success was attributed to its strong leadership and strategic planning.
    (Türkçe: Şirketin başarısının kalıcılığı, güçlü liderliği ve stratejik planlamasına bağlandı.)

  10. The permanence of the ancient ruins is a testament to the skill and craftsmanship of the builders.
    (Türkçe: Antik kalıntıların kalıcılığı, yapımcıların beceri ve zanaatkarlığına tanıklık eder.)

  11. The company’s commitment to sustainability ensures the

  12. The permanence of the treaty was a crucial factor in maintaining peace between the two countries.
    (Türkçe: Anlaşmanın kalıcılığı, iki ülke arasında barışın korunmasında önemli bir faktördü.)

  13. The use of high-quality materials ensured the permanence of the building for generations to come.
    (Türkçe: Yüksek kaliteli malzemelerin kullanımı, binanın gelecek nesillere kadar kalıcı olmasını sağladı.)

  14. The permanence of the family business was a point of pride for the founder and his descendants.
    (Türkçe: Aile işletmesinin kalıcılığı, kurucusu ve torunları için bir gurur kaynağıydı.)

  15. The permanence of the memories captured in the photographs was important to the family.
    (Türkçe: Fotoğraflarda yakalanan anıların kalıcılığı, aile için önemliydi.)

  16. The permanence of the job market is a concern for many people in today’s economy.
    (Türkçe: İş piyasasının kalıcılığı, bugünün ekonomisinde birçok insan için endişe kaynağıdır.)

  17. The permanence of the law ensures that justice is served and that people are held accountable for their actions.
    (Türkçe: Hukukun kalıcılığı, adaletin sağlanmasını ve insanların eylemlerinden sorumlu tutulmasını sağlar.)

  18. The permanence of the historic site was a top priority for the preservation society.
    (Türkçe: Tarihi alanın kalıcılığı, koruma derneği için öncelikli bir konuydu.)

  19. The permanence of the company’s values was reflected in its long-standing commitment to ethical business practices.
    (Türkçe: Şirketin değerlerinin kalıcılığı, etik iş uygulamalarına olan uzun süreli bağlılığıyla yansıtıldı.)

  20. The permanence of the love between the couple was evident in their enduring marriage.
    (Türkçe: Çift arasındaki aşkın kalıcılığı, dayanıklı evliliklerinde açıkça görülebilirdi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.