Permanence İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Permanence
Permanence, kalıcılık veya süreklilik anlamına gelir. Bir şeyin kalıcı veya sürekli olması durumunu ifade eder.
Örnek Cümleler:
-
Permanence is important in building long-lasting relationships.
(Türkçe: Kalıcılık, uzun süreli ilişkiler kurmada önemlidir.) -
The permanence of the ink made the writing on the wall impossible to remove.
(Türkçe: Mürekkebin kalıcılığı, duvardaki yazının silinmesini imkansız hale getirdi.) -
The artist wanted to ensure the permanence of her artwork, so she used high-quality materials.
(Türkçe: Sanatçı, eserinin kalıcılığını sağlamak istediği için yüksek kaliteli malzemeler kullandı.) -
The permanence of the mountain range is a testament to its strength and resilience.
(Türkçe: Dağ silsilesinin kalıcılığı, gücü ve direncine tanıklık eder.) -
The company values permanence in its employees, preferring to hire those who are committed to long-term success.
(Türkçe: Şirket, uzun vadeli başarıya bağlı kalan çalışanlarda kalıcılığı önemser.) -
The permanence of the monument was ensured through careful maintenance and restoration efforts.
(Türkçe: Anıtın kalıcılığı, özenli bakım ve restorasyon çalışmalarıyla sağlandı.) -
The stability of the government is important for the permanence of the country.
(Türkçe: Ülkenin kalıcılığı için hükümetin istikrarı önemlidir.) -
The artist’s use of oil paints ensured the permanence of his paintings for centuries to come.
(Türkçe: Sanatçının yağlı boya kullanımı, resimlerinin gelecek yüzyıllarda kalıcı olmasını sağladı.) -
The permanence of the company’s success was attributed to its strong leadership and strategic planning.
(Türkçe: Şirketin başarısının kalıcılığı, güçlü liderliği ve stratejik planlamasına bağlandı.) -
The permanence of the ancient ruins is a testament to the skill and craftsmanship of the builders.
(Türkçe: Antik kalıntıların kalıcılığı, yapımcıların beceri ve zanaatkarlığına tanıklık eder.) -
The company’s commitment to sustainability ensures the
The permanence of the treaty was a crucial factor in maintaining peace between the two countries.
(Türkçe: Anlaşmanın kalıcılığı, iki ülke arasında barışın korunmasında önemli bir faktördü.)The use of high-quality materials ensured the permanence of the building for generations to come.
(Türkçe: Yüksek kaliteli malzemelerin kullanımı, binanın gelecek nesillere kadar kalıcı olmasını sağladı.)The permanence of the family business was a point of pride for the founder and his descendants.
(Türkçe: Aile işletmesinin kalıcılığı, kurucusu ve torunları için bir gurur kaynağıydı.)The permanence of the memories captured in the photographs was important to the family.
(Türkçe: Fotoğraflarda yakalanan anıların kalıcılığı, aile için önemliydi.)The permanence of the job market is a concern for many people in today’s economy.
(Türkçe: İş piyasasının kalıcılığı, bugünün ekonomisinde birçok insan için endişe kaynağıdır.)The permanence of the law ensures that justice is served and that people are held accountable for their actions.
(Türkçe: Hukukun kalıcılığı, adaletin sağlanmasını ve insanların eylemlerinden sorumlu tutulmasını sağlar.)The permanence of the historic site was a top priority for the preservation society.
(Türkçe: Tarihi alanın kalıcılığı, koruma derneği için öncelikli bir konuydu.)The permanence of the company’s values was reflected in its long-standing commitment to ethical business practices.
(Türkçe: Şirketin değerlerinin kalıcılığı, etik iş uygulamalarına olan uzun süreli bağlılığıyla yansıtıldı.)The permanence of the love between the couple was evident in their enduring marriage.
(Türkçe: Çift arasındaki aşkın kalıcılığı, dayanıklı evliliklerinde açıkça görülebilirdi.)
Hemen Yorum Yaz