Penitent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Penitent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Penitent:

Penitent, pişmanlık ve tövbe duygularını ifade eden bir sıfat olarak kullanılır.

Örnek cümleler:

1. John felt penitent after yelling at his mom.
   (John, annesine bağırdıktan sonra pişman hissetti.)

2. The criminal appeared penitent in court.
   (Suçlu, mahkemede pişman göründü.)

3. She was truly penitent for her mistake.
   (Hatasından gerçekten pişman oldu.)

4. The penitent man asked for forgiveness.
   (Pişman adam affedilmesini istedi.)

5. The priest told the penitent to say ten Hail Marys.
   (Papaz, pişman olan kişiye on tane “Ave Maria” okumasını söyledi.)

6. He was not penitent for his actions.
   (O, davranışlarından dolayı pişman değildi.)

7. The penitent apologized for his rude behavior.
   (Pişman kişi, kaba davranışları için özür diledi.)

8. The penitent sinner begged for redemption.
   (Pişman günahkâr, kurtuluş için yalvardı.)

9. She showed no sign of being penitent.
   (O, pişmanlık duymadığına dair hiçbir işaret göstermedi.)

10. The penitent criminal vowed to turn his life around.
    (Pişman suçlu, hayatını değiştireceğine dair yemin etti.)

11. She wrote a penitent letter to her ex-boyfriend.
    (O, eski erkek arkadaşına bir pişmanlık mektubu yazdı.)

12. The penitent student promised to study harder.
    (Pişman öğrenci, daha çok çalışacağına söz verdi.)

13. The penitent thief returned the stolen money.
    (Pişman hırsız, çalınan parayı geri verdi.)

14. He spoke in a penitent tone.
    (O, pişman bir tonla konuştu.)

15. The penitent employee admitted to his mistake.
    (Pişman çalışan, hatasını kabul etti.)

16. The penitent mother asked for forgiveness from her child.
    (Pişman anne, çocuğundan af diledi.)

17. The penitent soldier regretted his actions during the war.
    (Pişman asker, savaş sırasında yaptığı şeylerden pişman oldu.)

18. The penitent customer complained about the bad service.
    (Pişman müşteri, kötü hizmet hakkında şikayet etti.)

19. The penitent husband promised to be more attentive to his wife.
    (Pişman koca, karısına daha dikkatli olacağına söz verdi.)

20. The penitent addict sought help for his addiction.
    (Pişman bağımlı, bağımlılığı için yardım aradı.)

Penitent:

Penitent, pişmanlık ve tövbe duygularını ifade eden bir sıfat olarak kullanılır.

Örnek cümleler:

1. The penitent monk prayed for forgiveness.
   (Pişman keşiş, affedilmesi için dua etti.)

2. The penitent politician apologized for his offensive remarks.
   (Pişman siyasetçi, aşağılayıcı sözleri için özür diledi.)

3. The penitent teenager promised to be more responsible.
   (Pişman genç, daha sorumlu olacağına söz verdi.)

4. The penitent husband bought his wife flowers to make up for his mistake.
   (Pişman koca, hatasını telafi etmek için eşine çiçekler aldı.)

5. The penitent driver apologized for causing the accident.
   (Pişman sürücü, kazaya neden olduğu için özür diledi.)

6. The penitent criminal regretted his actions and turned himself in to the police.
   (Pişman suçlu, davranışlarından pişman oldu ve kendini polise teslim etti.)

7. The penitent employee asked for a second chance.
   (Pişman çalışan, ikinci bir şans istedi.)

8. The penitent teacher admitted to making a mistake and apologized to her students.
   (Pişman öğretmen, hatasını kabul etti ve öğrencilerine özür diledi.)

9. The penitent daughter apologized to her parents for lying to them.
   (Pişman kız, ebeveynlerine yalan söylediği için özür diledi.)

10. The penitent customer returned the damaged product and apologized for the inconvenience.
    (Pişman müşteri, hasarlı ürünü geri götürdü ve rahatsızlık için özür diledi.)

11. The penitent friend apologized for being late to the meeting.
    (Pişman arkadaş, buluşmaya geç kaldığı için özür diledi.)

12. The penitent addict joined a support group to overcome his addiction.
    (Pişman bağımlı, bağımlılığını yenmek için bir destek grubuna katıldı.)

13. The penitent CEO acknowledged his mistakes and promised to do better.
    (Pişman CEO, hatalarını kabul etti ve daha iyi yapacağına söz verdi.)

14. The penitent neighbor apologized for the noise she had caused.
    (Pişman komşu, yarattığı gürültü için özür diledi.)

15. The penitent artist admitted to plagiarizing and promised to give credit to the original creator.
    (Pişman sanatçı, eserleri çalma suçunu kabul etti ve orijinal yaratıcılara kredi vermeye söz verdi.)

16. The penitent churchgoer confessed his sins to the priest.
    (Pişman kiliseye giden, günahlarını papaza itiraf etti.)

17. The penitent pet owner apologized to his dog for neglecting him.
    (Pişman evcil hayvan sahibi, köpeğini ihmal ettiği için özür diledi.)

18. The penitent student asked for extra credit to make up for his low grades.
    (Pişman öğrenc