Paternal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Paternal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Paternal Nedir?


Paternal, babayla ilgili anlamına gelen bir sıfattır. Bu kelime, genellikle bir erkek figürüyle veya bir erkeğin karakteri veya davranışlarıyla ilgili olarak kullanılır.

Örnek Cümleler:


1. My paternal grandfather was a war veteran. (Babamın babası bir savaş gazisiydi.)
2. He has a very paternal nature and always looks out for his younger siblings. (O, çok babacan bir yapısı var ve daima küçük kardeşlerine göz kulak olur.)
3. The new employee was grateful for his paternal boss who always encouraged and supported him. (Yeni çalışan, daima kendisine destek olan babacan patronundan müteşekkirdi.)
4. My paternal uncle is a successful businessman. (Babamın amcası başarılı bir iş adamıdır.)
5. He inherited his paternal grandfather’s love for fishing. (O, dedesinden kalma balıkçılık sevgisini devraldı.)
6. The paternal instinct kicked in when he saw his child in danger. (Çocuğunun tehlikede olduğunu görünce babalık içgüdüsü devreye girdi.)
7. He had a paternal manner of speaking that made everyone feel comfortable around him. (Herkesin kendisiyle rahat hissetmesine sebep olan babacan bir konuşma tarzı vardı.)
8. The family business was handed down from his paternal great-grandfather. (Aile işi, babamın büyük babasından miras kalmıştı.)
9. The paternal side of the family has a history of heart disease. (Ailemin baba tarafında kalp hastalığı geçmişi var.)
10. He felt a strong paternal bond with his adopted son. (Evlatlık oğluyla güçlü bir baba-oğul bağı hissetti.)
11. His paternal grandmother taught him how to cook. (Babasının annesi, ona yemek yapmayı öğretti.)
12. The company has a paternal policy towards its employees, offering flexible working hours and paid paternity leave. (Şirket, çalışanlarına babalık politikası benimsiyor ve esnek çalışma saatleri ve ücretli baba izni sunuyor.)
13. He inherited his paternal grandfather’s old pocket watch. (O, dedesinden kalma eski bir cep saati miras aldı.)
14. The paternal figure in his life was his coach, who taught him important life lessons. (Hayatındaki babacan figür, ona önemli hayat dersleri öğreten antrenörüydü.)
15. He always looked up to his paternal uncle who was a successful entrepreneur. (Başarılı bir girişimci olan amcasına her zaman saygı duydu.)
16. He took on a paternal role in the lives of his younger siblings after their father passed away. (Babaları öldükten sonra, küçük kardeşlerinin hayatında babacan bir rol aldı.)
17. The paternal instincts of the male lion kicked in when he saw his cubs in danger. (Erkek aslanın yavruları tehlikede olduğunu

görünce babalık içgüdüleri devreye girdi.)
18. His paternal great-grandfather founded the family business many years ago. (Aile işini birçok yıl önce babamın büyük babası kurdu.)

  1. The new father was overjoyed when he held his paternal instincts for the first time. (Yeni baba, ilk kez babalık içgüdülerini hissettiğinde çok mutlu oldu.)
  2. The paternal love he felt for his daughter was indescribable. (Kızına hissettiği baba sevgisi tarifsizdi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.