Particularly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Particularly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

“İle” Kelimesi İle İlgili Örnek Cümleler

İle kelimesi, iki nesnenin veya düşüncenin bir arada bulunmasını ifade etmek için kullanılan bir edattır.

1. I went to the park with my dog. –> Köpeğimle birlikte parka gittim.
2. She likes to drink coffee with milk. –> Süt ile kahve içmeyi seviyor.
3. The teacher taught us how to solve the math problem with a formula. –> Öğretmen, matematik problemini bir formül ile nasıl çözeceğimizi öğretti.
4. He picked up the phone with his left hand. –> Sol eli ile telefonu kaldırdı.
5. My sister traveled to Europe with her best friend. –> Kız kardeşim, en yakın arkadaşı ile Avrupa’ya seyahat etti.
6. The artist painted the landscape with watercolors. –> Sanatçı, manzarayı suluboya ile boyadı.
7. I prefer to listen to music with headphones. –> Kulaklık ile müzik dinlemeyi tercih ediyorum.
8. The child played with the ball in the backyard. –> Çocuk, top ile arka bahçede oynadı.
9. She cut the vegetables with a sharp knife. –> Sebzeleri keskin bir bıçak ile kesti.
10. He studied for the exam with his classmates. –> Sınıf arkadaşları ile sınava çalıştı.
11. The doctor diagnosed the disease with a blood test. –> Doktor, kan testi ile hastalığı teşhis etti.
12. I watch movies with subtitles so I can understand them better. –> Filmleri altyazı ile izlerim, böylece daha iyi anlayabilirim.
13. She made a cake with chocolate chips. –> Çikolata parçaları ile kek yaptı.
14. He wrote the letter with a pen. –> Mektubu kalem ile yazdı.
15. They celebrated their anniversary with a romantic dinner. –> Yıldönümlerini romantik bir akşam yemeği ile kutladılar.
16. She greeted her friend with a hug. –> Arkadaşını bir kucaklama ile selamladı.
17. He fixed the broken vase with glue. –> Kırılan vazoyu yapıştırıcı ile tamir etti.
18. The musician played the guitar with passion. –> Müzisyen, gitarı tutkuyla çaldı.
19. She decorated the room with flowers. –> Odayı çiçeklerle süsledi.
20. He proposed to her with a diamond ring. –> Ona bir elmas yüzük ile evlenme teklif etti.

21. The athlete won the race with a new personal record. –> Sporcu, yeni bir kişisel rekor ile yarışı kazandı.
22. She studied abroad with a scholarship. –> Burs ile yurt dışında eğitim aldı.
23. He learned how to swim with the help of his father. –> Babasının yardımı ile yüzme öğrendi.
24. The team won the championship with teamwork. –> Takım, takım çalışması ile şampiyonluğu kazandı.
25. She prepared the dinner with a cookbook. –> Yemek kitabı ile akşam yemeği hazırladı.