Paroxysms İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Paroxysms İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Paroxysms

Türkçe karşılığı: Nöbetler, krizler

Açıklama: Paroxysms, ani ve şiddetli bir şekilde meydana gelen belirtiler veya semptomlardır.

  1. During the seizure, the patient experienced paroxysms of shaking and convulsions. (Nöbet sırasında hasta sarsıntılar ve kasılmaların nöbetlerini geçirdi.)
  2. The paroxysms of pain in her back were so intense that she had to take painkillers. (Sırtındaki ağrının nöbetleri o kadar şiddetliydi ki ağrı kesici almak zorunda kaldı.)
  3. The patient’s breathing became shallow and irregular during the paroxysm. (Hastanın solunumu nöbet sırasında yüzeysel ve düzensiz hale geldi.)
  4. He was writhing in paroxysms of agony on the hospital bed. (O, hastane yatağında acı nöbetleriyle kıvranıyordu.)
  5. The paroxysms of coughing made it difficult for her to speak. (Öksürük nöbetleri konuşmasını zorlaştırdı.)
  6. She experienced paroxysms of anxiety every time she had to speak in public. (Her konuşma yapmak zorunda kaldığında, kaygı nöbetleri geçirdi.)
  7. The paroxysms of laughter were uncontrollable and lasted for several minutes. (Kahkaha nöbetleri kontrol edilemezdi ve birkaç dakika sürdü.)
  8. The patient’s paroxysms of rage were so severe that he had to be restrained. (Hastanın öfke nöbetleri o kadar şiddetliydi ki kısıtlanması gerekti.)
  9. Paroxysms of sneezing were a common symptom of her allergies. (Hapşırma nöbetleri, alerjilerinin yaygın bir belirtisiydi.)
  10. The paroxysms of itching were unbearable and kept her awake all night. (Kaşıntı nöbetleri dayanılmazdı ve tüm gece uyanık kaldı.)
  11. The patient’s paroxysms of vomiting were so frequent that he had to be hospitalized. (Hastanın sık sık kusma nöbetleri vardı ve hastaneye yatırılması gerekiyordu.)
  12. The paroxysms of dizziness made it difficult for her to stand up. (Baş dönmesi nöbetleri ayakta durmayı zorlaştırdı.)
  13. He experienced paroxysms of guilt every time he thought about his past mistakes. (Geçmiş hatalarını düşündüğünde, suçluluk nöbetleri geçirdi.)
  14. The paroxysms of anger were directed towards anyone who crossed his path. (Öfke nöbetleri, yoluna çıkan herkese yönelikti.)
  15. She suffered from paroxysms of loneliness after her husband passed away. (Kocasının ölümünden sonra yalnızlık nöbetleri geçird
  1. The paroxysms of fear were triggered by the sound of thunder. (Korku nöbetleri, gök gürültüsü sesiyle tetiklenirdi.)
  2. The patient’s paroxysms of hiccups were annoying and persistent. (Hastanın hıçkırık nöbetleri rahatsız edici ve sürekliydi.)
  3. Paroxysms of sadness overwhelmed her when she received the news of her friend’s death. (Arkadaşının ölüm haberini aldığında üzüntü nöbetleri onu kapladı.)
  4. The paroxysms of sweating were a common symptom of his anxiety disorder. (Terleme nöbetleri, kaygı bozukluğunun yaygın bir belirtisiydi.)
  5. The patient’s paroxysms of seizures were so severe that he had to undergo surgery. (Hastanın nöbet nöbetleri o kadar şiddetliydi ki ameliyat olması gerekiyordu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.