Parley İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Parley
Parley, anlaşma veya görüşme yapmak anlamına gelir. Bu kelime genellikle diplomatik ilişkilerde, çatışma çözümünde veya ticari müzakerelerde kullanılır.
- Let’s parley and find a solution to this problem. (Gelin anlaşalım ve bu problem için bir çözüm bulalım.)
- They decided to parley with the enemy to negotiate a ceasefire. (Ateşkes için müzakere etmek için düşmanla görüşme yapmaya karar verdiler.)
- The two leaders met to parley about the trade agreement. (İki lider ticaret anlaşması hakkında görüşmek için buluştu.)
- We need to parley with the customer to resolve this issue. (Bu konuyu çözmek için müşteri ile görüşmemiz gerekiyor.)
- The union representatives will parley with management to discuss the proposed pay increase. (Sendika temsilcileri, önerilen ücret artışını tartışmak için yönetimle görüşecekler.)
- The president is willing to parley with the opposition to find common ground. (Başkan, ortak noktaları bulmak için muhalefetle görüşmeye hazır.)
- Let’s parley and come up with a compromise that works for everyone. (Hepimiz için işleyen bir uzlaşma bulmak için görüşelim.)
- The two sides agreed to parley and try to reach a peaceful resolution. (İki taraf da görüşmek ve barışçıl bir çözüm bulmaya çalışmak konusunda anlaştılar.)
- We need to parley with the suppliers to negotiate a better price for the materials. (Malzemeler için daha iyi bir fiyat için tedarikçilerle görüşmemiz gerekiyor.)
- The mediator suggested that both parties parley to find a way forward. (Aracı, ileriye doğru bir yol bulmak için her iki tarafın da görüşmesini önerdi.)
- The politicians will parley to discuss the proposed changes to the tax system. (Politikacılar, vergi sisteminde yapılacak önerilen değişiklikleri tartışmak için görüşecekler.)
- We should parley with the landlord to negotiate a lower rent. (Daha düşük bir kira için müzakere etmek için ev sahibi ile görüşmeliyiz.)
- The CEO will parley with the board of directors to present the new business strategy. (CEO, yeni iş stratejisini sunmak için yönetim kuruluyla görüşecek.)
- The two countries agreed to parley and try to resolve their border dispute peacefully. (İki ülke, sınır anlaşmazlığını barışçıl bir şekilde çözmek için görüşmek ve çabalamak konusunda anlaştılar.)
- The union leader will parley with the company executives to discuss the proposed layoffs. (Sendika lideri, önerilen işten çıkarmaları tartışmak için şirket yöneticileriyle görüşecek.)
- Let’s parley and try to find a way to work
together more effectively. (Daha etkili bir şekilde birlikte çalışmak için görüşelim.)
17. The coach will parley with the team to come up with a new game plan. (Antrenör, yeni bir oyun planı oluşturmak için takımla görüşecek.)
- The representatives of the opposing parties will parley to discuss the terms of the peace treaty. (Karşıt partilerin temsilcileri, barış antlaşmasının koşullarını tartışmak için görüşecekler.)
- We need to parley with the suppliers to ensure timely delivery of the materials. (Malzemelerin zamanında teslim edilmesini sağlamak için tedarikçilerle görüşmemiz gerekiyor.)
- The negotiators will parley to try to find a compromise that satisfies both sides. (Müzakereciler, her iki tarafı da tatmin eden bir uzlaşma bulmaya çalışmak için görüşecekler.)
Hemen Yorum Yaz