Panorama İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Panorama İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Panorama

Panorama, geniş bir görüş açısıyla çekilen manzara veya bina resimlerine verilen isimdir.

1. The panorama from the mountaintop was breathtaking. (Dağın tepesinden manzara nefes kesiciydi.)
2. She took a panoramic photo of the city skyline. (Şehir siluetinin panoramik fotoğrafını çekti.)
3. The hotel room had a beautiful panorama of the ocean. (Otel odasında okyanusun güzel bir manzarası vardı.)
4. We hiked to the top of the hill to see the panorama. (Manzarayı görmek için tepeye doğru yürüdük.)
5. The artist painted a panorama of the countryside. (Sanatçı, kırsalın panoramasını resmetti.)
6. The camera has a panorama mode for wide shots. (Kamera, geniş çekimler için panorama moduna sahiptir.)
7. We enjoyed a panoramic view of the sunset from the rooftop. (Çatı katından gün batımının panoramik manzarasını seyrettik.)
8. The museum had a panorama exhibit of the city’s history. (Müze, şehrin tarihine ilişkin bir panoramik sergiye sahipti.)
9. The drone captured a stunning aerial panorama of the valley. (Drone, vadinin muhteşem bir hava panoramasını kaydetti.)
10. She took a panoramic shot of her entire family at the reunion. (Toplu buluşmada tüm ailesinin panoramik bir fotoğrafını çekti.)
11. The tour guide showed us a panorama of the Grand Canyon. (Rehber, Grand Canyon’un panoramik manzarasını gösterdi.)
12. The panorama of the city at night was magical. (Şehrin gece panoraması sihirliydi.)
13. The photographer used a tripod to take a steady panorama. (Fotoğrafçı, sabit bir panoramik fotoğraf çekmek için bir tripod kullandı.)
14. We climbed to the top of the tower to see the panorama of the surrounding countryside. (Çevredeki kırsalın panoramasını görmek için kuleye tırmandık.)
15. The movie theater had a panoramic screen that wrapped around the audience. (Sinema salonu, seyircilerin etrafını saran panoramik bir ekranı vardı.)
16. The panoramic photo of the group was too wide to fit in a standard frame. (Grubun panoramik fotoğrafı standart bir çerçeveye sığmıyordu.)
17. The painter created a panorama of the entire cityscape. (Ressam, tüm şehir manzarasını panoramik bir şekilde oluşturdu.)
18. The drone pilot flew the drone in a circular motion to capture a full panorama of the beach. (Drone pilotu, plajın tamamını kaplayacak şekilde dairesel hareketlerle uçurdu.)
19. The panoramic view of the countryside was the highlight of the road trip. (Kırsalın panoramik manzarası, yolculuğun en önemli noktasıydı.)
20. The panoramic image of the ancient ruins was used in the museum’s brochure. (Antik kalınt

ının panoramik görüntüsü müzenin broşüründe kullanıldı.)

Note: The HTML tags for bold and blue text have been omitted due to compatibility issues with some platforms.