Panic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Panic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Panic (Panik) Nedir?

Panik, ani ve yoğun bir korku, endişe veya telaş hissidir. Kişinin bir tehdit ya da tehlike durumunda hissettiği fiziksel, zihinsel ve duygusal tepkilerin bir sonucudur.

Örnek Cümleler:

  • The thought of speaking in front of a large audience fills her with panic. (Büyük bir kitle önünde konuşma düşüncesi onu panikletiyor.)
  • I was in a state of panic when I realized I had lost my phone. (Telefonumu kaybettiğimi fark ettiğimde panik halindeydim.)
  • The sound of the fire alarm caused panic among the guests. (Yangın alarmının sesi, konuklar arasında panik yarattı.)
  • She felt a surge of panic when she saw the spider crawling towards her. (Örümceğin kendisine doğru tırmanışını gördüğünde panikledi.)
  • He experienced a moment of panic when he realized he had left his passport at home. (Pasaportunu evde unuttuğunu fark ettiğinde bir an için panik yaşadı.)
  • The panic in her voice alerted me that something was wrong. (Sesindeki panik, bir şeylerin yanlış olduğunu fark etmemi sağladı.)
  • In the midst of the panic, she managed to stay calm and think rationally. (Panik ortamında bile sakin kalmayı ve mantıklı düşünmeyi başardı.)
  • He could feel the panic rising within him as the elevator became stuck between floors. (Asansör katlar arasında sıkıştığında içindeki panik yükselmeye başladı.)
  • The sudden movement of the car caused a moment of panic for the passengers. (Aracın aniden hareketi, yolcular arasında bir anlık panik yarattı.)
  • The panic attack left her feeling exhausted and emotionally drained. (Panik atak, onu yorgun ve duygusal açıdan tükenmiş hissettirdi.)
  • His fear of flying resulted in panic every time he boarded a plane. (Uçağa bindiğinde her zaman panik hissiyle karşılaşan uçak korkusu vardı.)
  • The news of the impending storm caused panic among the residents of the coastal town. (Yaklaşan fırtına haberleri, kıyı kasabası sakinleri arasında pan

    Örnek Cümleler Devamı:

    • She tried to control her panic as she searched for her lost child. (Kaybolan çocuğunu ararken paniklememeye çalıştı.)
    • The thought of failing the exam filled him with panic. (Sınavı geçememe düşüncesi onu panikletti.)
    • He experienced a sense of panic as he watched the water level rise in the flooded street. (Suların yükseldiğini izlerken panik hissi yaşadı.)
    • The panic in the stadium was palpable as the crowd realized a bomb had exploded. (Bomba patladığını fark eden kalabalığın hissettirdiği panik, stadyumda hissedilebilirdi.)
    • Her panic over the approaching deadline led her to work through the night. (Yaklaşan son tarihten dolayı hissettiği panik, tüm gece çalışmasına neden oldu.)
    • He suffered from panic attacks for years before seeking professional help. (Profesyonel yardım aramadan önce yıllarca panik ataklarının etkisinde kaldı.)
    • The panic in his eyes made it clear that he was in danger. (Gözlerindeki panik, tehlikede olduğunu açıkça ortaya koydu.)
    • The sound of the gunshots caused panic in the crowded marketplace. (Silah sesleri, kalabalık pazarda panik yarattı.)
    • The sudden change in plans caused panic among the team members. (Planlarda meydana gelen ani değişiklik, takım üyeleri arasında panik yarattı.)
    • The panic in his voice was evident as he called for an ambulance. (Ambulans çağırırken sesindeki panik, açıkça ortaya çıktı.)

    Yukarıdaki örnek cümlelerde “panic” kelimesi farklı durumlarda kullanılmıştır. Kelimenin anlamını açıklarken belirtildiği gibi, panik hissi birçok durumda ortaya çıkabilir ve insanlar farklı tepkiler verebilirler.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.