Pamper İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pamper İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pamper İle İlgili Cümleler

Anlam: Şımartmak, lüks ve konforlu davranmak

  1. I like to pamper myself with a spa day. (Kendimi spa günüyle şımartmayı severim.)
  2. She decided to pamper herself with a shopping spree. (O, kendini alışveriş çılgınlığıyla şımartmaya karar verdi.)
  3. The hotel offers a pampering package that includes a massage and facial. (Otel, masaj ve yüz bakımı içeren bir şımartma paketi sunuyor.)
  4. He always pampers his girlfriend with expensive gifts. (O, kız arkadaşını her zaman pahalı hediyelerle şımartır.)
  5. The luxury resort provides a pampered vacation experience. (Lüks tatil köşkü, şımartıcı bir tatil deneyimi sağlar.)
  6. She pampered herself with a bubble bath and candles. (O, kendini köpüklü bir banyo ve mumlarla şımarttı.)
  7. The spa’s signature treatment is a pampering full-body massage. (Spa’nın imza tedavisi, şımartıcı tam vücut masajıdır.)
  8. He loves to pamper his dog with fancy treats. (O, köpeğini şık atıştırmalarla şımartmayı sever.)
  9. The restaurant’s chef pampers diners with gourmet cuisine. (Restoranın şefi, konuklarına gurme mutfağıyla şımartır.)
  10. She decided to pamper herself with a weekend getaway. (O, kendini hafta sonu kaçamağıyla şımartmaya karar verdi.)
  11. The cruise ship offers a pampering spa experience. (Kruvaziyer gemisi, şımartıcı bir spa deneyimi sunar.)
  12. He pampers his car with regular detailing and maintenance. (O, arabasını düzenli olarak detaylandırma ve bakım yaparak şımartır.)
  13. The luxury hotel pampers its guests with a butler service. (Lüks otel, misafirlerine bir uşak hizmetiyle şımartır.)
  14. She loves to pamper herself with a glass of wine and a good book. (O, kendini bir kadeh şarap ve iyi bir kitapla şımartmayı sever.)
  15. The airline pampers its first-class passengers with extra amenities. (Havayolu şirketi, birinci sınıf yolcularına ekstra olanaklarla şımartır.)
  16. He pampers himself with a weekly massage. (O, kendini haftalık bir masajla şımartır.)
  17. The hotel’s spa offers pampering treatments for couples. (Otelin spa’sı, çiftler için şımartıcı tedaviler sunar.)
  18. She likes to pamper her skin with high-end beauty products. (O, cildini lüks güzellik ürünleriyle şımartmayı sever.)
  19. The resort’s private beach provides a pampered seaside experience. (Tatil köşkünün özel plajı, şımartıcı bir sahil deneyimi sunar.)
  20. He pampered his girlfriend
  1. He pampered his girlfriend with a surprise romantic dinner. (O, kız arkadaşını sürpriz romantik bir akşam yemeğiyle şımarttı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.