Pamper İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Pamper İle İlgili Cümleler
Anlam: Şımartmak, lüks ve konforlu davranmak
- I like to pamper myself with a spa day. (Kendimi spa günüyle şımartmayı severim.)
- She decided to pamper herself with a shopping spree. (O, kendini alışveriş çılgınlığıyla şımartmaya karar verdi.)
- The hotel offers a pampering package that includes a massage and facial. (Otel, masaj ve yüz bakımı içeren bir şımartma paketi sunuyor.)
- He always pampers his girlfriend with expensive gifts. (O, kız arkadaşını her zaman pahalı hediyelerle şımartır.)
- The luxury resort provides a pampered vacation experience. (Lüks tatil köşkü, şımartıcı bir tatil deneyimi sağlar.)
- She pampered herself with a bubble bath and candles. (O, kendini köpüklü bir banyo ve mumlarla şımarttı.)
- The spa’s signature treatment is a pampering full-body massage. (Spa’nın imza tedavisi, şımartıcı tam vücut masajıdır.)
- He loves to pamper his dog with fancy treats. (O, köpeğini şık atıştırmalarla şımartmayı sever.)
- The restaurant’s chef pampers diners with gourmet cuisine. (Restoranın şefi, konuklarına gurme mutfağıyla şımartır.)
- She decided to pamper herself with a weekend getaway. (O, kendini hafta sonu kaçamağıyla şımartmaya karar verdi.)
- The cruise ship offers a pampering spa experience. (Kruvaziyer gemisi, şımartıcı bir spa deneyimi sunar.)
- He pampers his car with regular detailing and maintenance. (O, arabasını düzenli olarak detaylandırma ve bakım yaparak şımartır.)
- The luxury hotel pampers its guests with a butler service. (Lüks otel, misafirlerine bir uşak hizmetiyle şımartır.)
- She loves to pamper herself with a glass of wine and a good book. (O, kendini bir kadeh şarap ve iyi bir kitapla şımartmayı sever.)
- The airline pampers its first-class passengers with extra amenities. (Havayolu şirketi, birinci sınıf yolcularına ekstra olanaklarla şımartır.)
- He pampers himself with a weekly massage. (O, kendini haftalık bir masajla şımartır.)
- The hotel’s spa offers pampering treatments for couples. (Otelin spa’sı, çiftler için şımartıcı tedaviler sunar.)
- She likes to pamper her skin with high-end beauty products. (O, cildini lüks güzellik ürünleriyle şımartmayı sever.)
- The resort’s private beach provides a pampered seaside experience. (Tatil köşkünün özel plajı, şımartıcı bir sahil deneyimi sunar.)
- He pampered his girlfriend
- He pampered his girlfriend with a surprise romantic dinner. (O, kız arkadaşını sürpriz romantik bir akşam yemeğiyle şımarttı.)
Hemen Yorum Yaz