Palatial İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Palatial Nedir?
Palatial, “saray” veya “kraliyet” anlamına gelen bir sıfattır.
- The palatial mansion was the envy of the entire neighborhood. (Saray gibi olan malikane, mahallenin imrenilecek yeriydi.)
- The ballroom in the hotel was palatial and could accommodate up to 500 people. (Oteldeki balo salonu, 500 kişiye kadar konaklayabilen bir saray gibiydi.)
- The president’s palatial residence was located in the heart of the city. (Başkanın saray gibi konutu, şehrin tam merkezinde yer alıyordu.)
- The castle was palatial in size, with over 100 rooms. (Kale, 100’den fazla odası olan bir saray gibiydi.)
- The palatial estate had a private lake and a tennis court. (Özel bir göl ve tenis kortu olan bir saray gibi olan arazi.)
- The palatial banquet hall was decorated with crystal chandeliers and gold trimmings. (Kristal avizeler ve altın süslemelerle dekore edilmiş bir saray gibi olan ziyafet salonu.)
- The palatial library housed rare and valuable manuscripts. (Nadir ve değerli el yazmalarını barındıran bir saray gibi olan kütüphane.)
- The palatial museum featured exhibits from all over the world. (Dünya genelinden sergilerin yer aldığı bir saray gibi olan müze.)
- The palatial yacht was equipped with every luxury imaginable. (Hayal edilebilecek her türlü lüksle donatılmış bir saray gibi olan yat.)
- The palatial hotel suite had a panoramic view of the city. (Şehrin panoramik manzarasına sahip bir saray gibi olan otel süiti.)
- The palatial ballroom was the perfect setting for the wedding reception. (Düğün resepsiyonu için mükemmel bir ortam olan bir saray gibi olan balo salonu.)
- The palatial chateau had a private vineyard and a pool. (Özel bir bağ ve havuzu olan bir
=”color:blue;”>saray gibi olan şato.)
13. The palatial penthouse had a personal elevator and a rooftop terrace. (Kişisel bir asansörü ve çatı terası olan bir saray gibi olan çatı katı.)
- The palatial church was adorned with ornate gold decorations. (Süslü altın süslemelerle donatılmış bir saray gibi olan kilise.)
- The palatial conference room was equipped with state-of-the-art technology. (En son teknolojiyle donatılmış bir saray gibi olan toplantı salonu.)
- The palatial theater had plush velvet seats and a massive screen. (Pamuk gibi yumuşak kadife koltuklar ve devasa bir ekranı olan bir saray gibi olan tiyatro.)
- The palatial university campus had sprawling lawns and ornate buildings. (Geniş çim alanları ve süslü binaları olan bir saray gibi olan üniversite kampüsü.)
- The palatial restaurant had a Michelin-starred chef and a wine cellar with over 10,000 bottles. (Michelin yıldızlı bir şef ve 10.000’den fazla şişe içeren bir şarap mahzeni olan bir saray gibi olan restoran.)
- The palatial spa offered massages, facials, and other luxurious treatments. (Masaj, yüz bakımı ve diğer lüks tedaviler sunan bir saray gibi olan spa.)
- The palatial embassy was located in a prestigious part of the city. (Şehrin saygın bir bölgesinde bulunan bir saray gibi olan elçilik.)
Hemen Yorum Yaz