Painter İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Painter İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Painter

Painter kelimesi Türkçe’de “ressam” anlamına gelir. Bir kişinin resim yapma konusunda uzmanlaşmış olması halinde, ona ressam ya da painter denir.

1. The painter used bold colors in his painting. (Ressam, resminde cesur renkler kullandı.)
2. She’s a talented painter who specializes in landscape paintings. (O, manzara resimleri konusunda uzmanlaşmış yetenekli bir ressam.)
3. My friend is a professional painter and has several exhibitions each year. (Arkadaşım bir profesyonel ressam ve her yıl birkaç sergisi var.)
4. The painter was inspired by the natural beauty of the coastline. (Ressam, kıyının doğal güzelliğinden ilham aldı.)
5. She hired a painter to paint her living room. (O, oturma odasını boyamak için bir ressam tuttu.)
6. The painter used a palette knife to create texture in the painting. (Ressam, resimde dokular oluşturmak için palet bıçağı kullandı.)
7. He’s a self-taught painter who has been painting for over 20 years. (O, 20 yılı aşkın süredir resim yapmakta olan kendini yetiştirmiş bir ressam.)
8. The famous painter’s work is on display at the museum. (Ünlü ressamın eserleri müzede sergileniyor.)
9. The painter applied a coat of varnish to protect the painting. (Ressam, resmi korumak için bir kat vernik sürdü.)
10. She’s taking a painting class to improve her skills as a painter. (O, ressam olarak becerilerini geliştirmek için bir resim dersine katılıyor.)
11. The painter captured the essence of the city in his painting. (Ressam, resminde şehrin özünü yakaladı.)
12. The painter’s studio was filled with canvases and paintbrushes. (Ressamın stüdyosu, tuvaller ve fırçalarla doluydu.)
13. He’s a prolific painter, producing several paintings a week. (O, haftada birkaç resim üreten verimli bir ressam.)
14. The painter’s style is heavily influenced by the Impressionists. (Ressamın tarzı, İzlenimciler tarafından yoğun bir şekilde etkilenmiştir.)
15. She’s been commissioned to paint a portrait of a famous actor. (O, ünlü bir oyuncunun portresini yapması için görevlendirildi.)
16. The painter’s work reflects his passion for nature. (Ressamın eserleri, doğaya olan tutkusunu yansıtır.)
17. The painter spent months working on his masterpiece. (Ressam, başyapıtı üzerinde aylarca çalışt

18. She sold her first painting at an art show last year. (O, geçen yıl bir sanat fuarında ilk resmini sattı.)
19. The painter’s brushstrokes were loose and expressive. (Ressamın fırça darbeleri gevşek ve ifade doluydu.)
20. He admired the famous painter’s use of light and shadow in his paintings. (O, ünlü ressamın resimlerindeki ışık ve gölge kullanımını takdir etti.)