Packed İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Packed İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Packed İle İlgili Cümleler

Anlamı: “Packed”, sıkıştırılmış veya dolu anlamlarına gelir. Bir şeyin içine çok fazla şey yerleştirildiğinde veya bir yere çok fazla insan toplandığında “packed” terimi kullanılabilir.

1. My suitcase is packed and ready for the trip. (Valizim paketlendi ve yolculuk için hazır.)
2. The concert was packed with fans. (Konser hayranlarla doluydu.)
3. The stadium was packed to its full capacity. (Stadyum tamamen doluydu.)
4. The schedule is packed with meetings today. (Bugün program toplantılarla dolu.)
5. The movie theater was packed on opening night. (Film gecesi sinema doluydu.)
6. The subway was packed during rush hour. (İş saatlerinde metro doluydu.)
7. The suitcase is packed with clothes and shoes. (Valiz kıyafetler ve ayakkabılarla dolu.)
8. The room is packed with furniture. (Oda mobilyalarla dolu.)
9. The bag was packed tightly to fit all the items. (Tüm eşyaları sığdırmak için çanta sıkı sıkı paketlendi.)
10. The beach was packed with people enjoying the sun. (Plaj güneşin tadını çıkaran insanlarla doluydu.)
11. The train was packed with commuters. (Tren işe giden yolcularla doluydu.)
12. The car was packed with luggage for the road trip. (Yolculuk için araba bagajı valizlerle doluydu.)
13. The restaurant was packed with customers. (Restoran müşterilerle doluydu.)
14. The box was packed with fragile items. (Kutu hassas eşyalarla doluydu.)
15. The schedule is packed with activities for the weekend. (Hafta sonu için program etkinliklerle dolu.)
16. The elevator was packed with people. (Asansör insanlarla doluydu.)
17. The backpack was packed with food and water for the hike. (Yürüyüş için sırt çantası yiyecek ve suyla doluydu.)
18. The arena was packed with cheering fans. (Arena tezahürat eden hayranlarla doluydu.)
19. The parking lot was packed and there was no space to park. (Park yeri doluydu ve park etmek için yer yoktu.)
20. The school bus was packed with excited children on the field trip. (Okul otobüsü gezi için heyecanlı çocuklarla doluydu.)

20. The picnic basket was packed with sandwiches and fruit. (Piknik sepeti sandviçler ve meyvelerle doluydu.)