Overrule İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Overrule İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Overrule İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: Üstünlük sağlayarak bir kararı veya kararnameyi geçersiz kılmak.

  1. The judge decided to overrule the objection made by the defense attorney. (Yargıç, savunma avukatının yaptığı itirazı geçersiz kılmaya karar verdi.)
  2. The board of directors can overrule any decision made by the CEO. (Yönetim kurulu, CEO’nun verdiği herhangi bir kararı geçersiz kılabiliyor.)
  3. The teacher had to overrule the student’s request for an extension on the deadline. (Öğretmen, öğrencinin teslim tarihine ek süre talebini geçersiz kılmak zorunda kaldı.)
  4. The president has the power to overrule any veto made by Congress. (Başkan, Kongre tarafından yapılan herhangi bir veto kararını geçersiz kılma yetkisine sahiptir.)
  5. The referee decided to overrule the linesman’s call and award a penalty kick. (Hakem, yan hakemin kararını geçersiz kılmaya ve penaltı verilmeye karar verdi.)
  6. The Supreme Court can overrule any decision made by a lower court. (Yüksek Mahkeme, daha düşük bir mahkemenin verdiği herhangi bir kararı geçersiz kılabilir.)
  7. The manager decided to overrule the employee’s request for a day off. (Yönetici, çalışanın bir gün izin talebini geçersiz kılmaya karar verdi.)
  8. The principal had to overrule the teachers’ decision to cancel the field trip. (Müdür, öğretmenlerin gezinin iptal edilmesine karar vermesini geçersiz kılmak zorunda kaldı.)
  9. The company’s CEO overruled the marketing team’s plan for a new product launch. (Şirketin CEO’su, pazarlama ekibinin yeni bir ürün lansman planını geçersiz kıldı.)
  10. The president has the power to overrule any decision made by the Joint Chiefs of Staff. (Başkan, Genelkurmay Başkanlığı tarafından alınan herhangi bir kararı geçersiz kılma yetkisine sahiptir.)
  11. The judge overruled the objection and allowed the witness to testify. (Yargıç, itirazı geçersiz kıldı ve tanığın ifade vermesine izin verdi.)
  12. The mayor can overrule any decision made by the city council. (Belediye başkanı, belediye meclisi tarafından alınan herhangi bir kararı geçersiz kılabilir.)
  13. The coach decided to overrule the captain’s decision and make a substitution. (Antrenör, kaptanın kararını geçersiz kılmaya ve oyuncu değişikliği yapmaya karar verdi.)
  14. The committee overruled the proposal and decided to go with a different plan. (Komite, teklifi geçersiz kıldı ve farklı bir planla gitmeye karar verdi.)
  15. The manager had to

overrule the employee’s request for a raise due to budget constraints. (Yönetici, bütçe kısıtlamaları nedeniyle çalışanın zam talebini geçersiz kılmak zorunda kaldı.)
16. The court overruled the prosecutor’s objection and allowed the defense to present new evidence. (Mahkeme, savcının itirazını geçersiz kıldı ve savunmanın yeni deliller sunmasına izin verdi.)

  1. The CEO decided to overrule the board’s decision and pursue a different business strategy. (CEO, yönetim kurulunun kararını geçersiz kılmaya ve farklı bir iş stratejisi izlemeye karar verdi.)
  2. The judge overruled the attorney’s objection and allowed the evidence to be admitted. (Yargıç, avukatın itirazını geçersiz kıldı ve kanıtın kabul edilmesine izin verdi.)
  3. The president can overrule any decision made by the Secretary of State. (Başkan, Dışişleri Bakanı tarafından alınan herhangi bir kararı geçersiz kılabilir.)
  4. The committee decided to overrule the chairman’s decision and proceed with a different plan. (Komite, başkanın kararını geçersiz kılmaya ve farklı bir planla devam etmeye karar verdi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.