Overindulgent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Overindulgent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Overindulgent Nedir?

Overindulgent, aşırıya kaçan, aşırı şımartan veya aşırı yüz veren anlamlarına gelen bir sıfattır.

Örnek cümleler:

1. She was overindulgent with her children, always buying them whatever they wanted. (O, çocuklarına karşı aşırı şımartıcıydı, her istediklerini satın alırdı.)
2. The overindulgent feast left me feeling uncomfortably full. (Aşırıya kaçan ziyafet beni rahatsız edici şekilde tok hissettirdi.)
3. He was overindulgent in his drinking, often consuming more than he could handle. (İçmeye aşırı düşkündü, genellikle kaldıramayacağından daha fazla içerdi.)
4. The overindulgent display of wealth by the billionaire was criticized by many. (Milyarderin aşırı gösterişli zenginlik gösterisi birçok kişi tarafından eleştirildi.)
5. She was overindulgent with her grandchildren, giving them candy and toys whenever they asked. (O, torunlarına karşı aşırı şımartıcıydı, her istediklerinde şeker ve oyuncak verirdi.)
6. The overindulgent use of social media is a growing problem among young people. (Sosyal medyanın aşırı kullanımı gençler arasında artan bir sorun haline geliyor.)
7. The overindulgent spending habits of the couple led to their financial ruin. (Çiftin aşırı harcama alışkanlıkları maddi açıdan çöküşlerine neden oldu.)
8. The overindulgent praise he received for a mediocre performance made him complacent. (Orta halli bir performans için aldığı aşırı övgü onu rahatlatmıştı.)
9. She was overindulgent with her pets, buying them expensive treats and toys. (O, evcil hayvanlarına karşı aşırı şımartıcıydı, onlara pahalı ikramlar ve oyuncaklar satın alırdı.)
10. The overindulgent behavior of the spoiled child caused a scene in the store. (Şımarık çocuğun aşırı şımartıcı davranışı mağazada bir sahne oluşturdu.)
11. The overindulgent portion sizes at the restaurant left me with a lot of leftovers. (Restorandaki aşırı porsiyon boyutları bana çok fazla artık yemek bıraktı.)
12. The overindulgent use of alcohol led to his drunken behavior at the party. (Alkole aşırı düşkünlüğü parti de sarhoş davranışlarına neden oldu.)
13. The overindulgent gifts from her rich suitor made her uncomfortable. (Zengin hayranından aldığı aşırı şımartıcı hediyeler onu rahatsız etti.)
14. The overindulgent spa treatments left her feeling pampered but broke. (Aşırı şı

15. The overindulgent use of technology can lead to addiction and negative effects on mental health. (Teknolojinin aşırı kullanımı, bağımlılığa ve zihinsel sağlık üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir.)
16. The overindulgent praise from her boss made her feel uneasy about her abilities. (Patronunun aşırı övgüsü onu yetenekleri hakkında endişelendirdi.)
17. The overindulgent spending on clothes and accessories left her with a mountain of debt. (Kıyafet ve aksesuarlara aşırı harcama yapması onu dağlar kadar borçlu bıraktı.)
18. The overindulgent celebration of their victory caused a disturbance in the neighborhood. (Zaferlerini aşırı şımartıcı bir şekilde kutlamaları mahallede rahatsızlığa neden oldu.)
19. The overindulgent use of butter and cream made the dish too rich and heavy. (Tereyağı ve kremayı aşırı kullanımı, yemeği çok zengin ve ağır hale getirdi.)
20. The overindulgent attention he received from his admirers made him feel uncomfortable and self-conscious. (Hayranlarından aldığı aşırı şımartıcı ilgi, onu rahatsız etti ve kendine güvensiz hissettirdi.)