Over-Emotional İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Over-Emotional İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Over-Emotional Nedir?

Over-emotional kelimesi Türkçe’de “aşırı duygusal” anlamına gelir. Bu kelime, kişinin duygusal tepkilerinin normalin ötesine geçtiği durumlarda kullanılır. Over-emotional kişiler, hüzün, öfke, mutluluk ve heyecan gibi duyguları çok yoğun yaşarlar ve bu duyguları kontrol etmekte zorlanırlar.

Örnek Cümleler:

1. I know he’s going through a tough time, but he needs to stop being so over-emotional about everything. (Onun zor zamanlar geçirdiğini biliyorum, ama her şeye aşırı duygusal tepki vermekten vazgeçmeli.)
2. She’s always so over-emotional, it’s exhausting to be around her. (O her zaman aşırı duygusal, onunla birlikte olmak yorucu.)
3. I can’t talk to him when he’s like this, he’s too over-emotional. (O böyleyken onunla konuşamam, çok aşırı duygusal.)
4. She cried for hours over a minor disagreement – she’s so over-emotional. (O, küçük bir anlaşmazlık yüzünden saatlerce ağladı – o çok aşırı duygusal.)
5. His over-emotional reaction to the news was a bit embarrassing. (Haberlere verdiği aşırı duygusal tepki biraz utanç vericiydi.)
6. I understand that it’s a sensitive topic, but you need to try to not get so over-emotional about it. (Konunun hassas olduğunu anlıyorum, ama aşırı duygusal tepki vermemeye çalışmalısın.)
7. She’s a great actress, but sometimes her over-emotional performances can be a bit much. (O, harika bir oyuncu ama bazen aşırı duygusal performansları biraz fazla olabilir.)
8. He’s always been a bit over-emotional, but it’s gotten worse since his breakup. (O her zaman biraz aşırı duygusal olmuştur, ama ayrılığından bu yana daha da kötüleşti.)
9. I’m not sure how to handle her when she’s so over-emotional like this. (O böyleyken nasıl davranacağımı bilmiyorum, çok aşırı duygusal.)
10. I hate how over-emotional I get when I watch sad movies. (Üzücü filmler izlerken ne kadar aşırı duygusal olduğumu sevmiyorum.)
11. It’s important to express your emotions, but you don’t need to be so over-emotional about it. (Duygularını ifade etmek önemlidir, ama bunun için aşırı duygusal olman gerekmez.)
12. I can’t deal with her over-emotional outbursts anymore. (Artık onun aşırı duygusal patlamalarıyla başa çıkamam.)
13. He’s so over-emotional that it’s hard to take him seriously. (O kadar aşırı duygusal ki onu ciddi

alacak olursak…)

  1. I don’t want to upset her, but I also don’t want to deal with her over-emotional reactions. (Onu üzmek istemiyorum ama aşırı duygusal tepkileriyle uğraşmak da istemiyorum.)
  2. Her over-emotional behavior is starting to affect the team’s morale. (O’nun aşırı duygusal davranışları, takımın moralini etkilemeye başladı.)
  3. I wish she wouldn’t get so over-emotional about every little thing. (Keşke her küçük şey hakkında aşırı duygusal tepki vermeseydi.)
  4. It’s hard to have a conversation with him when he’s so over-emotional. (O, böyleyken onunla konuşmak zor.)
  5. I think her over-emotional response was a bit of an overreaction. (O’nun aşırı duygusal tepkisi biraz abartılıydı.)
  6. I hate when people tell me to stop being over-emotional – it’s not something I can control. (Bana aşırı duygusal olmamamı söyleyen insanlardan hoşlanmıyorum – kontrol edebileceğim bir şey değil.)
  7. His over-emotional nature is what makes him such a great artist. (Onun aşırı duygusal yapısı, onu harika bir sanatçı yapan şeydir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.