Outwith İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Outwith İle İlgili Cümleler
Türkçe Anlamı: Dışında, dışında kalan, dışarıda.
Örnek Cümleler:
- I always keep my shoes outwith the house to avoid dirtying the floor.
(Zeminin kirlenmesini önlemek için ayakkabılarımı her zaman evin dışında tutarım.) - Outwith the office hours, I am available for meetings.
(Ofis saatleri dışında toplantılar için müsaitim.) - Our school has a strict policy about mobile phones outwith the classroom.
(Okulumuzda sınıf dışında cep telefonlarına karşı sıkı bir politika vardır.) - I love to sit outwith in the garden and read a book.
(Bahçede oturup kitap okumayı severim.) - Outwith the usual suspects, there were some unexpected guests at the party.
(Alışılmış şüphelilerin dışında partiye beklenmedik misafirler de geldi.) - The parking lot outwith the stadium was full before the game started.
(Maç başlamadan önce stadyumun dışındaki otopark dolmuştu.) - You can find more affordable housing options outwith the city center.
(Şehir merkezinin dışında daha uygun konut seçenekleri bulabilirsiniz.) - Outwith the summer season, this beach is usually very quiet.
(Yaz sezonu dışında, bu plaj genellikle çok sessizdir.) - It’s important to keep dangerous substances outwith the reach of children.
(Tehlikeli maddeleri çocukların erişemeyeceği bir yerde tutmak önemlidir.) - Outwith the stormy weather, this coastal area is very picturesque.
(Fırtınalı hava dışında, bu sahil bölgesi çok güzel.) - We need to look outwith our own experiences to understand other people’s perspectives.
(Başkalarının bakış açısını anlamak için kendi deneyimlerimizin dışına bakmamız gerekiyor.) - Outwith my close friends, I am quite introverted and prefer to spend time alone.
(Yakın arkadaşlarımın dışında oldukça içe dönük biriyim ve yalnız zaman geçirmeyi tercih ederim.) - Outwith the peak season, flights to this destination are much cheaper.
(Zirve sezonunun dışında bu varış noktasına uçuşlar çok daha ucuz.) - We keep all important documents outwith the reach of pets to avoid any damage.
(Herhangi bir hasarı önlemek için tüm önemli belgeleri evcil hayvanların erişemeyeceği bir yerde tutuyoruz.) - Outwith the office, I enjoy hiking and spending time in nature.
(Ofis dışında, yürüyüş yapmayı ve doğada zaman geçirmeyi seviyorum.)
- The concert was held outwith the city center to avoid traffic congestion.
(Trafik sıkışıklığından kaçınmak için konser şehir merkezinin dışında yapıldı.) - Outwith work, I like to volunteer at the local animal shelter.
(İş dışında, yerel hayvan barınağında gönüllü olarak çalışmayı severim.) - The company has a policy against discussing politics outwith the designated area.
(Şirket, belirtilen alan dışında siyaset konuşulmasına karşı bir politika benimsemektedir.) - Outwith the summer months, this swimming pool is closed.
(Yaz aylarının dışında, bu yüzme havuzu kapalıdır.) - It’s important to keep your personal belongings outwith the reach of strangers in crowded places.
(Kalabalık yerlerde kişisel eşyalarınızı yabancıların erişemeyeceği bir yerde tutmak önemlidir.)
Hemen Yorum Yaz