Outspoken İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Outspoken İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Outspoken Nedir?

Outspoken, İngilizce bir kelime olup “açık sözlü, çekinmeden konuşan” anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. She’s always been outspoken about her political beliefs. (O, siyasi inançları konusunda her zaman açık sözlü olmuştur.)
  2. The actor is known for being outspoken on social issues. (Oyuncu, sosyal konularda açık sözlü olmasıyla tanınır.)
  3. He was criticized for being too outspoken in his criticism of the government. (Hükümet eleştirilerinde çok açık sözlü olması nedeniyle eleştirildi.)
  4. She was praised for her outspokenness and honesty during the interview. (Mülakatta açık sözlülüğü ve dürüstlüğü için övüldü.)
  5. The company CEO is known for being outspoken and not afraid to speak his mind. (Şirket CEO’su, açık sözlü olması ve fikirlerini söylemekten çekinmemesiyle tanınır.)
  6. She’s an outspoken advocate for animal rights. (Hayvan hakları konusunda açık sözlü bir savunucudur.)
  7. The coach’s outspoken criticism of his players led to a lot of tension on the team. (Antrenörün oyuncularına açık sözlü eleştirileri, takımda birçok gerilime neden oldu.)
  8. The politician was known for being outspoken on controversial issues. (Politikacı, tartışmalı konularda açık sözlü olmasıyla tanınırdı.)
  9. She’s not afraid to be outspoken and stand up for what she believes in. (Ne düşündüğünü açıkça söylemekten ve inandığı şeyler için mücadele etmekten çekinmiyor.)
  10. His outspoken criticism of the company’s policies eventually led to his resignation. (Şirketin politikalarına açık sözlü eleştirileri nihayetinde istifasına yol açtı.)
  11. She’s an outspoken feminist who fights for gender equality. (Cinsiyet eşitliği için mücadele eden açık sözlü bir feministdir.)
  12. His outspoken personality often gets him into trouble. (Açık sözlü kişiliği sıklıkla onu sorunlarla karşı karşıya bırakır.)
  13. She’s been criticized for her outspokenness, but she refuses to back down. (Açık sözlülüğü nedeniyle eleştirildi, ancak geri adım atmaktan kaçınıyor.)
  14. The journalist is known for her outspoken criticism of government policies. (Gazeteci, hükümet politikalarına açık sözlü eleştirileriyle tanınır.)
  15. He’s an outspoken critic of the current administration. (Mevcut yönetimin açık sözlü bir eleştirmenidir.)
  16. Her outspoken comments often spark debate and discussion. (Açık sözlü yorumları genellikle tartışma ve tartışma başlatır.)
  17. The actor’s outspoken views on gun control have been widely publicized. (Silah kontrolü konusundaki açık

sözlü görüşleri, oyuncunun geniş çapta yayınlanmıştır.)
18. The student activist is known for being outspoken on issues of social justice. (Öğrenci aktivist, sosyal adalet konularında açık sözlü olmasıyla tanınır.)

  1. His outspokenness sometimes rubs people the wrong way, but he doesn’t apologize for speaking his mind. (Açık sözlülüğü bazen insanları yanlış anlamalarına neden olur, ancak fikrini söylediği için özür dilemez.)
  2. She’s an outspoken supporter of the arts and advocates for increased funding for cultural institutions. (Sanata açık sözlü bir destekçidir ve kültürel kurumlara artan finansman sağlanması için çaba gösterir.)

(Türkçe karşılıklar kalın ve mavi yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.