Outre İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Outre İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Outre

Outre, Fransızca kökenli bir kelime olup “öteki taraf” veya “uzakta” anlamına gelir.

1. I saw a ship outre in the ocean. (Okyanusta gemi gördüm.)
2. The village was situated outre of the city. (Köy şehrin dışında yer alıyordu.)
3. The family lived outre from their relatives. (Aile akrabalarından uzakta yaşıyordu.)
4. The town is located outre the mountain. (Kasaba dağın öte tarafında bulunuyor.)
5. He always felt outre from his classmates. (Her zaman sınıf arkadaşlarından uzak hissederdi.)
6. The restaurant is outre of town. (Restoran şehir dışında.)
7. They decided to take a trip outre the country. (Ülke dışında bir seyahat yapmaya karar verdiler.)
8. She felt outre of place at the fancy party. (Şık partide kendini uyumsuz hissetti.)
9. The house was built outre the forest. (Ev ormanın öte tarafında inşa edilmişti.)
10. The castle was located outre the river. (Kale nehrin öte tarafında yer alıyordu.)
11. He looked outre the window, lost in thought. (Düşüncelere dalıp pencereden uzaklaştı.)
12. They set up a camp outre of the town. (Şehir dışında bir kamp kurdular.)
13. The store was outre the main street. (Mağaza ana caddenin öte tarafındaydı.)
14. The concert was held outre in the park. (Konser parkın öte tarafında yapıldı.)
15. The train station is located outre the airport. (Tren istasyonu havaalanının öte tarafında yer alıyor.)
16. The hotel is outre of the busy city center. (Otel kalabalık şehir merkezinin ötesinde.)
17. She often took walks outre in the countryside. (Sık sık kırsalda yürüyüşlere çıkardı.)
18. The beach was situated outre of the town. (Plaj şehrin dışında yer alıyordu.)
19. He heard a strange noise coming from outre the house. (Evden öte taraftan garip bir ses duydu.)
20. They found a hidden waterfall outre in the forest. (Ormanda öte tarafta gizli bir şelale buldular.)

Outre

Outre, Fransızca kökenli bir kelime olup “öteki taraf” veya “uzakta” anlamına gelir.

1. The outre space has always fascinated me. (Uzay her zaman beni büyülemiştir.)
2. She was standing outre of the crowd. (Kalabalığın dışında duruyordu.)
3. The car was parked outre of the parking lot. (Araba otoparkın dışında park edildi.)
4. The museum was located outre of the city center. (Müze şehir merkezinin dışında yer alıyordu.)
5. He found an abandoned building outre of town. (Şehir dışında terk edilmiş bir bina buldu.)
6. The bus station was outre the train station. (Otobüs istasyonu tren istasyonunun dışındaydı.)
7. She walked outre of the building and into the street. (Binanın dışına çıktı ve sokağa girdi.)
8. The sound was coming from outre the room. (Ses odaya dışarıdan geliyordu.)
9. The lake was situated outre of the forest. (Göl ormanın dışında yer alıyordu.)
10. They went outre of their comfort zone to try something new. (Yeni bir şey denemek için rahatlık bölgesinin dışına çıktılar.)
11. The farm was located outre of the city. (Çiftlik şehrin dışında yer alıyordu.)
12. The children played outre of the schoolyard. (Çocuklar okul bahçesinin dışında oynadılar.)
13. The concert was held outre of the stadium. (Konser stadyumun dışında yapıldı.)
14. The river was flowing outre of its banks. (Nehir yatağının dışına taşıyordu.)
15. They went hiking outre of the city. (Şehir dışında yürüyüşe çıktılar.)
16. The dog was running outre of the yard. (Köpek bahçenin dışına koşuyordu.)
17. The old church was situated outre of the town. (Eski kilise şehir dışında yer alıyordu.)
18. The bird flew outre of the tree and into the sky. (Kuş ağacın dışına uçtu ve gökyüzüne girdi.)
19. The party was held outre of the usual venue. (Parti normal yerinin dışında yapıldı.)
20. He felt like he was outre of his element in the new job. (Yeni işinde kendini uyumsuz hissetti.)