Outrage İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Outrage İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Outrage Nedir?

Outrage, öfke, şaşkınlık ve tepki gibi duygulara neden olan bir olay veya davranış hakkında yoğun duygu veya öfke hissetme durumudur.

Örnek Cümleler

  1. The people expressed their outrage over the corrupt government officials. (İnsanlar, yolsuz hükümet yetkilileri hakkındaki öfkesini dile getirdi.)
  2. The news of the police brutality sparked outrage across the country. (Polis zorbalığı haberleri, ülke genelinde öfke yarattı.)
  3. The company’s decision to lay off employees caused outrage among the workers. (Şirketin çalışanları işten çıkarma kararı, işçiler arasında öfkeye neden oldu.)
  4. Her insensitive comment on the sensitive topic sparked public outrage. (Hassas bir konuda yaptığı duyarsız yorum, halkta öfke yarattı.)
  5. The politician’s controversial statement caused a lot of outrage among the voters. (Politikacının tartışmalı açıklaması, seçmenler arasında çok fazla öfke yarattı.)
  6. The animal cruelty case outraged the entire community. (Hayvanlara yapılan zulüm olayı, tüm toplumda öfke yarattı.)
  7. The video of the racist incident has caused outrage on social media. (Irkçı olayın videosu, sosyal medyada öfke yarattı.)
  8. The company’s disregard for environmental regulations caused outrage among environmentalists. (Şirketin çevre düzenlemelerine aldırmaması, çevreciler arasında öfkeye neden oldu.)
  9. The news of the teacher’s inappropriate behavior outraged the parents. (Öğretmenin uygunsuz davranış haberleri, velileri öfkelendirdi.)
  10. The company’s price hike has sparked outrage among the customers. (Şirketin fiyat artışı, müşteriler arasında öfke yarattı.)
  11. The government’s decision to cut funding for education caused outrage among teachers and students. (Hükümetin eğitim için fonları kesme kararı, öğretmenler ve öğrenciler arasında öfke yarattı.)
  12. The insensitive portrayal of mental illness in the movie outraged mental health advocates. (Filmin duyarsız bir şekilde ruh sağlığı hastalıklarını tasvir etmesi, ruh sağlığı savunucularını öfkelendirdi.)
  13. The celebrity’s offensive tweet caused outrage on social media. (Ünlünün hakaret dolu tweet’i, sosyal medyada öfke yarattı.)
  14. The government’s failure to take action on climate change has outraged environmental activists. (Hükümetin iklim değişikliği konusunda harekete geçmemesi, çevre aktivistlerini öfkelendirdi.)
  15. The racist incident at the university has caused outrage among the students. (Üniversitedeki ırkçı olay, öğrenciler arasında öfke yarattı.)
  16. The company’s discrimination against employees based

on their gender or race has sparked outrage among civil rights groups. (Şirketin cinsiyet veya ırka dayalı çalışanları ayrımcılığı, insan hakları grupları arasında öfke yarattı.)
17. The government’s decision to cut healthcare services has outraged healthcare workers. (Hükümetin sağlık hizmetlerini kesme kararı, sağlık çalışanlarını öfkelendirdi.)

  1. The police officer’s use of excessive force outraged the community. (Polis memurunun aşırı güç kullanımı, toplumda öfke yarattı.)
  2. The company’s unethical business practices caused outrage among consumers. (Şirketin etik olmayan iş uygulamaları, tüketiciler arasında öfke yarattı.)
  3. The politician’s corruption scandal has outraged the public and led to protests. (Politikacının yolsuzluk skandalı, halkta öfke yarattı ve protestolara neden oldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.