Outplay İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Outplay İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Outplay İle İlgili Cümleler

Outplay, rakiplerinizin üstünlüğünü ele geçirmek anlamına gelir.

  1. We need to outplay our competitors to be the market leader. (Piyasa lideri olmak için rakiplerimizi alt etmemiz gerekiyor.)
  2. The team worked hard to outplay the opposing team in the championship game. (Takım, şampiyonluk maçında rakip takımı alt etmek için çok çalıştı.)
  3. He managed to outplay his opponent by using an unexpected strategy. (Beklenmedik bir strateji kullanarak rakibini alt etmeyi başardı.)
  4. The company’s marketing campaign outplayed its competitors’ campaigns. (Şirketin pazarlama kampanyası, rakiplerinin kampanyalarını geride bıraktı.)
  5. The chess player outplayed his opponent in just a few moves. (Satranç oyuncusu sadece birkaç hamlede rakibini alt etti.)
  6. The basketball team managed to outplay the stronger opponent in the last quarter. (Basketbol takımı son çeyrekte daha güçlü rakibini alt etmeyi başardı.)
  7. The young tennis player is known for his ability to outplay more experienced players. (Genç tenis oyuncusu, daha deneyimli oyuncuları alt etme yeteneğiyle tanınıyor.)
  8. The politician outplayed his opponents in the debate by making strong arguments. (Politikacı, güçlü argümanlar kullanarak tartışmada rakiplerini alt etti.)
  9. The soccer team outplayed the opponent by scoring three goals in the first half. (Futbol takımı ilk yarıda üç gol atarak rakibini alt etti.)
  10. She always manages to outplay her siblings in board games. (O, her zaman masa oyunlarında kardeşlerini alt etmeyi başarıyor.)
  11. The company’s innovative products outplayed its competitors’ traditional products. (Şirketin yenilikçi ürünleri, rakiplerinin geleneksel ürünlerini geride bıraktı.)
  12. The boxer outplayed his opponent with his quick footwork and powerful punches. (Boksör, hızlı ayak hareketleri ve güçlü yumruklarıyla rakibini alt etti.)
  13. The sales team outplayed its competitors by offering better deals to customers. (Satış ekibi, müşterilere daha iyi fırsatlar sunarak rakiplerini alt etti.)
  14. The video game player outplayed his opponent with his strategic thinking and fast reflexes. (Video oyunu oyuncusu, stratejik düşünme ve hızlı refleksleriyle rakibini alt etti.)
  15. The company’s customer service outplayed its competitors’ by responding quickly and efficiently to complaints. (Şirketin müşteri hizmetleri, şikayetlere hızlı ve etkili yanıt vererek rakiplerini geride bıraktı.)
  16. The singer outplayed the other contestants with her powerful voice and emotional performance. (Şarkıcı, güçlü sesi ve duygusal performansıyla diğer yarışmacıları alt etti.)
  1. The student outplayed her classmates in the spelling bee by correctly spelling the most difficult words. (Öğrenci, en zor kelimeleri doğru yazarak heceleme yarışmasında sınıf arkadaşlarını alt etti.)
  2. The company’s new marketing strategy outplayed its previous strategy by targeting a younger audience. (Şirketin yeni pazarlama stratejisi, daha genç bir kitleye odaklanarak önceki stratejisini geride bıraktı.)
  3. The baseball team outplayed its opponent by making fewer errors and scoring more runs. (Beyzbol takımı, daha az hata yaparak ve daha fazla sayı atarak rakibini alt etti.)
  4. The company’s CEO outplayed his competitors by making bold decisions and taking calculated risks. (Şirketin CEO’su, cesur kararlar alarak ve hesaplı riskler alarak rakiplerini alt etti.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.