Outer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Outer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

OUTER NEDİR?


Outer, Türkçe dilinde “dış” veya “dıştaki” anlamına gelen bir sıfattır. İngilizce’de “outer” kelimesi, genellikle bir şeyin en dış kısmı veya sınırı anlamında kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. The outer layer of the cake was covered in frosting. (Pastanın dış tabakası şekerlemelerle kaplıydı.)
  2. The outer planets in our solar system are Jupiter, Saturn, Uranus, and Neptune. (Güneş sistemimizdeki dış gezegenler Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün’dür.)
  3. He put on his outer coat before heading out into the cold. (Soğuğa çıkmadan önce dış ceketini giydi.)
  4. The company is expanding its business to outer markets. (Şirket, işini dış piyasalara genişletiyor.)
  5. The outer edge of the table was chipped. (Masanın dış kenarı çatlamıştı.)
  6. The outer shell of the egg is hard but brittle. (Yumurtanın dış kabuğu sert ama kırılgandır.)
  7. The outer suburbs of the city are becoming more crowded. (Şehrin dış banliyöleri daha kalabalık hale geliyor.)
  8. He peeled off the outer layer of the onion. (Soğanın dış tabakasını soydu.)
  9. The outer walls of the castle were crumbling. (Kalelerin dış duvarları yıkılıyor.)
  10. The outer garment of the astronaut’s space suit protected him from the vacuum of space. (Astronotun uzay kostümünün dış giysisi, onu uzaydaki vakumdan korudu.)
  11. The outer packaging of the product was damaged during shipping. (Ürünün dış ambalajı, nakliye sırasında hasar gördü.)
  12. The outer loop of the highway was closed due to an accident. (Otoyolun dış halkası, bir kaza nedeniyle kapatıldı.)
  13. The outermost planet in our solar system is Neptune. (Güneş sistemimizdeki en dış gezegen Neptün’dür.)
  14. He reached for his outer pocket to get his phone. (Telefonunu almak için dış cebine uzandı.)
  15. The outer bark of the tree was rough and textured. (Ağacın dış kabuğu pürüzlü ve dokulu idi.)
  16. The outer limit of the property line is marked by a fence. (Mülk sınırının dış limiti bir çit tarafından işaretlenir.)
  17. The outer layer of the Earth’s atmosphere is called the exosphere. (Dünya’nın atmosferinin dış katmanı egzosfer olarak adlandırılır.)
  18. The outer ring of the circus tent was brightly colored. (Sirkin çadırının dış halkası canlı renklere sahipti.)
  19. The outer covering of the cable was stripped to expose the wires. (Kablonun dış kaplaması çıkarılarak teller açığa ç
  1. The astronauts on the space station performed a spacewalk outside the outer hull of the station. (Uzay istasyonundaki astronotlar, istasyonun dış gövdesinin dışında bir uzay yürüyüşü gerçekleştirdi.)

Türkçe Karşılıkları:

  1. Pastanın dış tabakası şekerlemelerle kaplıydı.
  2. Güneş sistemimizdeki dış gezegenler Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün’dür.
  3. Soğuğa çıkmadan önce dış ceketini giydi.
  4. Şirket, işini dış piyasalara genişletiyor.
  5. Masanın dış kenarı çatlamıştı.
  6. Yumurtanın dış kabuğu sert ama kırılgandır.
  7. Şehrin dış banliyöleri daha kalabalık hale geliyor.
  8. Soğanın dış tabakasını soydu.
  9. Kalelerin dış duvarları yıkılıyor.
  10. Astronotun uzay kostümünün dış giysisi, onu uzaydaki vakumdan korudu.
  11. Ürünün dış ambalajı, nakliye sırasında hasar gördü.
  12. Otoyolun dış halkası, bir kaza nedeniyle kapatıldı.
  13. Güneş sistemimizdeki en dış gezegen Neptün’dür.
  14. Telefonunu almak için dış cebine uzandı.
  15. Ağacın dış kabuğu pürüzlü ve dokulu idi.
  16. Mülk sınırının dış limiti bir çit tarafından işaretlenir.
  17. Dünya’nın atmosferinin dış katmanı egzosfer olarak adlandırılır.
  18. Sirkin çadırının dış halkası canlı renklere sahipti.
  19. Kablonun dış kaplaması çıkarılarak teller açığa çıkarıldı.
  20. Uzay istasyonundaki astronotlar, istasyonun dış gövdesinin dışında bir uzay yürüyüşü gerçekleştirdi.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.