Outdraw İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Outdraw İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Outdraw İle İlgili Cümleler

Outdraw, İngilizce bir fiil olup, rakiplerinden daha hızlı ve başarılı bir şekilde silah çekmek anlamına gelir.

  1. He was able to outdraw his opponent and win the duel. (O, rakibinden daha hızlı silah çekerek düelloda kazanmayı başardı.)
  2. The old cowboy was known for his ability to outdraw anyone in the West. (Eski kovboy, Batı’da herkesten daha hızlı silah çekebilme yeteneğiyle tanınırdı.)
  3. She outdrew her teammate in the shooting competition. (Atış yarışmasında takım arkadaşından daha iyi performans gösterdi.)
  4. The famous gunslinger was able to outdraw any opponent he faced. (Ünlü silahşör, karşısına çıkan herhangi bir rakibini alt etmeyi başardı.)
  5. Despite his age, the retired sheriff could still outdraw most of the young guns in town. (Emekli şerif, yaşına rağmen, kasabadaki gençlerin çoğundan daha hızlı silah çekebiliyordu.)
  6. The quick-draw contest was won by the contestant who was able to outdraw all the others. (Hızlı çekim yarışmasını, diğerlerinin hepsinden daha hızlı silah çekebilen yarışmacı kazandı.)
  7. The gunman outdrew the police officer, but was eventually caught. (Silahlı adam, polisi silah çekme konusunda alt etti, ancak sonunda yakalandı.)
  8. The Wild West legend had a reputation for being able to outdraw anyone who crossed his path. (Vahşi Batı efsanesi, yoluna çıkan herkesi alt etme yeteneğiyle ünlüydü.)
  9. The gunfighter outdrew his opponent, but showed mercy and spared his life. (Silahşör, rakibinden daha hızlı silah çekti, ancak merhametli davranarak hayatını bağışladı.)
  10. The challenge was to outdraw the champion shooter in a timed competition. (Zamanlı bir yarışmada şampiyon atıcıyı alt etmekti.)
  11. The young gunslinger was able to outdraw his mentor for the first time. (Genç silahşör, ilk kez öğretmeninden daha hızlı silah çekebildi.)
  12. The outlaws thought they could outdraw the sheriff, but they were no match for his quick reflexes. (Haydutlar, şerifi alt edebileceklerini düşündüler, ancak hızlı refleksleriyle karşı koyamadılar.)
  13. The gunfight ended quickly when one of the duelists was able to outdraw the other. (Düelloda, biri diğerinden daha hızlı silah çekebildiği için çatışma hızlı bir şekilde sona erdi.)
  14. The cowboy had to outdraw the bandits to save the town from their tyranny. (Kovboy, kasabayı zorbalıklarından kurtarmak için haydutlardan daha h

ızlı silah çekmek zorundaydı.)
15. The gunslinger was famous for his ability to outdraw and shoot accurately at the same time. (Silahşör, aynı anda hızlı silah çekme ve doğru nişan alma yeteneğiyle ünlüydü.)

  1. The experienced marksman knew he could outdraw his opponent if he remained calm and focused. (Deneyimli nişancı, sakin ve odaklanmış kaldığı takdirde rakibinden daha hızlı silah çekebileceğini biliyordu.)
  2. The shootout was intense, but the lone survivor was able to outdraw and take down his opponents. (Çatışma yoğundu, ancak tek sağ kalan, rakiplerinden daha hızlı silah çekerek onları alt etti.)
  3. The quick-draw artist was able to outdraw and shoot multiple targets in a matter of seconds. (Hızlı çizim sanatçısı, saniyeler içinde birden fazla hedefe daha hızlı silah çekme ve doğru nişan alma yeteneğine sahipti.)
  4. The outlaws challenged the sheriff to a showdown, confident they could outdraw him. (Haydutlar, şerifi alt edebileceklerine güvenerek bir karşılaşma istediler.)
  5. The gunslinger’s reputation preceded him, and no one dared to challenge him in a quick-draw competition. (Silahşörün ünü öncesinden biliniyordu ve hızlı çekim yarışmasında ona meydan okuyan olmadı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.