Opposition İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Opposition İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Opposition Nedir?

Opposition, bir şeye karşı çıkmak ya da farklı bir düşünceye sahip olmak anlamına gelir. Bu kelime siyasi, sosyal, kültürel ve kişisel bağlamlarda kullanılabilir.

Örnek cümleler:

1. The opposition party is criticizing the government’s decision. (Muhalefet partisi, hükümetin kararını eleştiriyor.)
2. She always expresses opposition to animal testing. (O, hayvan deneylerine karşı her zaman tavır alır.)
3. The opposition forces clashed with the police during the protest. (Muhalefet güçleri, protesto sırasında polisle çatıştı.)
4. Despite the opposition from his family, he decided to pursue his dream of becoming an artist. (Ailesinin muhalefetine rağmen, sanatçı olma hayalini gerçekleştirmeye karar verdi.)
5. The opposition to the new policy is growing among the employees. (Yeni politikaya karşı muhalefet, çalışanlar arasında artıyor.)
6. The opposition leader gave a passionate speech to rally his supporters. (Muhalefet lideri, destekçilerini toplamak için tutkulu bir konuşma yaptı.)
7. They faced strong opposition from the local residents to their construction project. (İnşaat projesine yönelik yerel sakinlerden güçlü bir muhalefetle karşılaştılar.)
8. The opposition to the proposed law is widespread among civil rights groups. (Önerilen yasaya yönelik muhalefet, sivil haklar grupları arasında yaygın.)
9. She voiced her opposition to the sexist comments made by her colleague. (Meslektaşının yaptığı cinsiyetçi yorumlara karşı muhalefetini dile getirdi.)
10. The opposition parties formed a coalition to challenge the ruling party in the upcoming elections. (Muhalefet partileri, yaklaşan seçimlerde iktidar partisine meydan okumak için bir koalisyonda birleşti.)
11. The opposition candidate promised to improve healthcare services if elected. (Muhalefet adayı, seçilirse sağlık hizmetlerini iyileştirmeyi vaat etti.)
12. The opposition to the company’s expansion plans is growing among environmental activists. (Şirketin genişleme planlarına yönelik muhalefet, çevre aktivistleri arasında artıyor.)
13. The government faces strong opposition to its immigration policy from the opposition party. (Hükümet, muhalefet partisinden göç politikasına yönelik güçlü bir muhalefetle karşı karşıya.)
14. She expressed her opposition to the proposed changes in the school curriculum. (Okul müfredatındaki önerilen değişikliklere karşı muhalefetini dile getirdi.)
15. The opposition to the new tax law is widespread among small business owners. (Yeni vergi yasasına karşı muhalefet, küçük işletme sahipleri arasında yaygın.)
16. The opposition group

16. The opposition group organized a peaceful protest to demand the release of political prisoners. (Muhalefet grubu, siyasi mahkumların serbest bırakılmasını talep etmek için barışçıl bir protesto düzenledi.)
17. The opposition candidate accused the ruling party of corruption. (Muhalefet adayı, iktidar partisini yolsuzlukla suçladı.)
18. The opposition to the proposed merger is coming from both companies’ employees. (Önerilen birleşmeye yönelik muhalefet, hem şirketlerin çalışanlarından geliyor.)
19. The opposition parties are calling for an independent investigation into the election results. (Muhalefet partileri, seçim sonuçlarına bağımsız bir soruşturma yapılmasını istiyorlar.)
20. Despite the opposition of some members, the proposal was approved by the majority. (Bazı üyelerin muhalefetine rağmen, öneri çoğunluk tarafından onaylandı.)

(Türkçe çeviriler kalın ve siyah renkle yazılmıştır.)