Only İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Only İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Only İle İlgili Cümleler

Anlamı: Sadece, yalnızca anlamına gelen bir zarf.

  1. I have only one pencil left.
    (Tek kalemim kaldı.)

  2. She only eats vegetables.
    (Sadece sebze yer.)

  3. He can only speak French.
    (Sadece Fransızca konuşabilir.)

  4. I can only come on weekends.
    (Sadece hafta sonları gelebilirim.)

  5. They only listen to classical music.
    (Sadece klasik müzik dinlerler.)

  6. She only wears black clothes.
    (Sadece siyah kıyafetler giyer.)

  7. He can only play the guitar.
    (Sadece gitar çalabilir.)

  8. I only drink water.
    (Sadece su içerim.)

  9. They can only stay for an hour.
    (Sadece bir saat kalabilirler.)

  10. She only reads mystery novels.
    (Sadece gizem romanları okur.)

  11. He only watches action movies.
    (Sadece aksiyon filmleri izler.)

  12. I can only come to the party after work.
    (Sadece işten sonra partiye gelebilirim.)

  13. They only speak English.
    (Sadece İngilizce konuşurlar.)

  14. She only listens to podcasts while she runs.
    (Sadece koşarken podcast dinler.)

  15. He only eats spicy food.
    (Sadece baharatlı yiyecekler yer.)

  16. I can only study in a quiet environment.
    (Sadece sessiz bir ortamda çalışabilirim.)

  17. They only go to the beach during the summer.
    (Sadece yazın plaja giderler.)

  18. She only uses organic skincare products.
    (Sadece organik cilt bakım ürünleri kullanır.)

  19. He can only work on weekdays.
    (Sadece hafta içi çalışabilir.)

  20. I only need five more minutes.
    (Sadece beş dakika daha ihtiyacım var.)

  1. They only buy clothes from sustainable brands.
    (Sadece sürdürülebilir markalardan kıyafet alırlar.)

  2. She can only attend the meeting via video conference.
    (Sadece video konferans yoluyla toplantıya katılabilir.)

  3. He only takes the bus to work.
    (Sadece işe otobüsle gider.)

  4. I can only work on this project after finishing the other one.
    (Sadece diğer projeyi bitirdikten sonra bu projede çalışabilirim.)

  5. They only watch TV on weekends.
    (Sadece hafta sonları televizyon izlerler.)

  6. She only uses a pencil when she draws.
    (Sadece çizerken kurşun kalem kullanır.)

  7. He can only run for 30 minutes without stopping.
    (Sadece durmadan 30 dakika koşabilir.)

  8. I only eat fruit for breakfast.
    (Sadece meyve ile kahvaltı yaparım.)

  9. They only travel by train.
    (Sadece trenle seyahat ederler.)

  10. She can only work in a well-lit room.
    (Sadece iyi aydınlatılmış bir odada çalışabilir.)

Türkçe Karşılıkları: sadece, yalnızca, ancak, tek.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.