Once More İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Once More İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Once More Nedir?

Once more, İngilizce bir deyimdir ve “bir kez daha” anlamına gelir.

Örnek cümleler:

1. Once more, I will ask you to be quiet during the lecture. (Bir kez daha, ders sırasında sessiz olmanızı isteyeceğim.)
2. Can you please play that song once more? (Lütfen şarkıyı bir kez daha çalabilir misiniz?)
3. Once more, I found myself lost in the city. (Bir kez daha, kendimi şehirde kaybolmuş buldum.)
4. Let’s try that experiment once more to make sure our results are accurate. (Sonuçlarımızın doğru olduğundan emin olmak için deneyi bir kez daha yapalım.)
5. I need to hear your explanation once more to fully understand it. (Tam olarak anlamak için açıklamanızı bir kez daha duymam gerekiyor.)
6. Once more, the team failed to win the championship. (Bir kez daha, takım şampiyonluğu kazanmayı başaramadı.)
7. Can we go on the roller coaster once more? (Roller coaster’da bir kez daha gidebilir miyiz?)
8. The teacher had to explain the concept once more before the students understood. (Öğrenciler anlamadan önce öğretmen kavramı bir kez daha açıklamak zorunda kaldı.)
9. Once more, we had to evacuate the building due to a fire alarm. (Bir kez daha, yangın alarmı nedeniyle binayı boşaltmak zorunda kaldık.)
10. I am willing to try the dish once more even though I didn’t like it the first time. (İlk seferde beğenmediğim yemeği bir kez daha denemeye hazırım.)
11. The company had to restructure once more to stay competitive in the market. (Şirket rekabetçi kalmak için bir kez daha yeniden yapılandırılmak zorunda kaldı.)
12. Can you repeat the instructions once more? (Yönergeleri bir kez daha tekrarlayabilir misiniz?)
13. Once more, the train was delayed due to technical difficulties. (Bir kez daha, tren teknik zorluklar nedeniyle gecikti.)
14. The athlete had to train

once more to prepare for the upcoming competition. (Sıradaki yarışma için hazırlık yapmak için sporcu bir kez daha antrenman yapmak zorunda kaldı.)
15. We have to check the document once more before submitting it to the supervisor. (Belgeyi amire sunmadan önce bir kez daha kontrol etmemiz gerekiyor.)

16. The singer performed the song once more as an encore. (Şarkıcı, ekstra olarak bir kez daha şarkıyı seslendirdi.)
17. Once more, I forgot my keys and had to go back inside. (Bir kez daha, anahtarlarımı unuttum ve geri dönmek zorunda kaldım.)
18. The writer had to revise the manuscript once more before submitting it to the publisher. (Yazar, yazıyı yayımcıya sunmadan önce bir kez daha elden geçirmek zorunda kaldı.)
19. Once more, the company had to apologize for their mistake. (Bir kez daha, şirket hatası için özür dilemek zorunda kaldı.)
20. The child wanted to ride the merry-go-round once more before leaving the amusement park. (Eğlence parkından ayrılmadan önce çocuk dönme dolapta bir kez daha gitmek istedi.)