On Every Hand İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

On Every Hand İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

On Every Hand

On Every Hand, İngilizce bir idiom olarak kullanılan bir deyimdir. Türkçe karşılığı “her yerde” veya “her tarafta” şeklindedir. Aşağıda, On Every Hand deyimi ile örnek cümleler verilmiştir.

1. On every hand, there were signs of destruction after the hurricane. (Her tarafta, kasırga sonrası yıkım işaretleri vardı.)
2. She looked for her keys on every hand, but she couldn’t find them. (Anahtarlarını her yerde aradı ama bulamadı.)
3. On every hand, there were people waiting for the bus. (Her yerde, otobüsü bekleyen insanlar vardı.)
4. The company faced challenges on every hand, from declining sales to rising competition. (Şirket, düşen satışlardan artan rekabete kadar her taraftan zorluklarla karşılaştı.)
5. On every hand, there were beautiful flowers blooming in the garden. (Bahçede her yerde güzel çiçekler açıyordu.)
6. The new policy was criticized on every hand by employees and customers alike. (Yeni politika, çalışanlar ve müşteriler tarafından her taraftan eleştirildi.)
7. On every hand, there were opportunities to volunteer and help those in need. (Her yerde, gönüllü olma ve ihtiyaç sahiplerine yardım etme fırsatları vardı.)
8. He searched on every hand for his lost dog, posting flyers and asking neighbors for help. (Kaybolan köpeğini her yerde aradı, ilanlar asarak ve komşularından yardım isteyerek.)
9. On every hand, there were new developments in technology and science. (Her tarafta, teknoloji ve bilimde yeni gelişmeler vardı.)
10. The movie received praise on every hand for its stunning cinematography and powerful performances. (Filme, etkileyici sinematografisi ve güçlü performansları nedeniyle her taraftan övgü aldı.)
11. On every hand, there were reminders to wash your hands and wear a mask during the pandemic. (Pandemi sırasında, el yıkama ve maske takma konusunda hatırlatmalar her yerde vardı.)
12. The museum had exhibits on every hand, showcasing different eras and cultures. (Müze, farklı çağları ve kültürleri sergileyen her yerde teşhirler yaptı.)
13. On every hand, there were shops selling souvenirs and trinkets for tourists. (Turistler için hediyelik eşyalar ve süsler satan dükkanlar her yerde vardı.)
14. The team faced obstacles on every hand during the championship game, but they still managed to win. (Şampiyona maçında takım, her taraftan engellerle karşılaştı, ama yine de kazandılar.)
15. On every hand, there were warnings about the dangers of smoking and the importance of quitting. (Sigara içmenin tehlikeleri ve bırakmanın önemi konusunda her

yerde uyarılar vardı.)
16. The city was bustling with activity on every hand, from street performers to food vendors. (Şehir, sokak sanatçılarından yiyecek satıcılarına kadar her yerde hareketliydi.)

17. On every hand, there were people expressing their opinions and sharing their stories on social media. (Her yerde, insanlar sosyal medyada fikirlerini ifade ediyor ve hikayelerini paylaşıyorlardı.)
18. The forest was filled with wildlife on every hand, from birds to deer to bears. (Orman, her tarafta kuşlardan geyiklere kadar her türlü yaban hayatıyla doluydu.)
19. On every hand, there were opportunities for adventure, from skydiving to rock climbing to whitewater rafting. (Her yerde, gökyüzü dalışından kaya tırmanışına ve beyaz su raftingine kadar macera fırsatları vardı.)
20. The book was praised on every hand for its compelling story and well-developed characters. (Kitap, sürükleyici hikayesi ve iyi geliştirilmiş karakterleri nedeniyle her taraftan övgü aldı.)