Ogle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ogle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ogle

• Türkçe anlamı: Öğle vakti, öğle yemeği saatleri.
• Açıklama: Ögle genellikle öğle yemeği saatleri ile ilişkilendirilir.

Örnek cümleler:

1. At what time do we have ogle?
   (Tam olarak kaçta öğle yemeği yiyoruz?)

2. My ogle was really delicious today.
   (Bugün öğle yemeğim gerçekten lezzetliydi.)

3. I usually have a sandwich for ogle.
   (Genellikle öğle yemeğinde sandviç yerim.)

4. Let’s meet for ogle tomorrow.
   (Yarın öğle yemeği için buluşalım.)

5. What did you have for ogle today?
   (Bugün öğle yemeğinde ne yedin?)

6. The ogle rush hour can be hectic in the city center.
   (Öğle yemeği saatleri şehir merkezinde yoğun olabilir.)

7. I have a meeting right after ogle.
   (Öğle yemeğinden hemen sonra bir toplantım var.)

8. She packed a salad for ogle.
   (Öğle yemeği için salata hazırladı.)

9. Ogle time is the perfect opportunity to catch up with colleagues.
   (Öğle yemeği saati meslektaşlarla sohbet etmek için mükemmel bir fırsattır.)

10. He takes a walk during his ogle break.
    (Öğle yemeği molasında yürüyüşe çıkar.)

11. Ogle is usually served between 12:00 and 1:00 pm.
    (Öğle yemeği genellikle öğlen 12:00 ile 1:00 arasında servis edilir.)

12. She always forgets her lunch during ogle time.
    (Ogle zamanında her zaman öğle yemeğini unutur.)

13. The office cafeteria offers a variety of options for ogle.
    (Ofis kafeteryası öğle yemeği için çeşitli seçenekler sunar.)

14. I don’t usually have time to go out for ogle.
    (Öğle yemeği için genellikle dışarı çıkacak vaktim yok.)

15. He’s always the first one to leave for ogle.
    (Öğle yemeği için her zaman ilk ayrılan odur.)

16. The company provides a ogle allowance for employees.
    (Şirket çalışanları

için öğle yemeği harcama desteği sağlar.)

17. The restaurant was packed during ogle hour.
    (Öğle yemeği saatinde restoran tıklım tıklım doluydu.)

18. The cafeteria offers vegetarian options for ogle.
    (Kafeterya öğle yemeği için vejetaryen seçenekler sunar.)

19. She always brings her own lunch to save money during ogle.
    (Öğle yemeği için tasarruf yapmak için her zaman kendi yemeğini getirir.)

20. The office staff usually eats together during ogle.
    (Ofis çalışanları genellikle öğle yemeği için birlikte yerler.)